Denge Kürdistan Denge Kürdistan
İlgili Başlıklar
Türk Genelkurmay Başkanı, Kara ve Hava Kuvvetleri komutanları Hatay’a gittiler. Hatay, Kırıkhan ve Kilis’e yoğun askeri yığınak yapıldı. Afrin güneyden, İdlib tarafından ve kuzeyden Hatay – Kilis hattı boyunca kuşatma altına alındı. Türk komutanları muhtemelen Afrin’e yapılacak saldırının son hazırlıklarını denetlemeye, planları son kez gözden geçirmeye gittiler.
Güney Kürdistan’da Irak tazyiki devam ediyor. Türk, Irak ve İran devletleri güney halkımızın yüzde 90’dan fazla oyla ortaya koyduğu referandum iradesine ”gayrı – meşru” diyorlar; referandumu ”yok hükmünde” sayıyorlar. Fakat bununla da yetinmiyor, Kürdistan hükümetine ”referandumu hükümsüz sayın” diye baskı yapıyor; bunu Irak hükümetiyle müzakere yapabilmenin ön koşulu olarak dayatıyorlar. Türk cumhurbaşkanının sözcüsü İbrahim Kalın Neçirvan Barzani’nin Tayyip’le görüşme talebinde bulunduğunu, ama bu talebin incelenebilmesi için önce güney hükümeti tarafından referandum sonuçlarının iptal edilmesi gerektiğini, referandum iptal edildikten sonra belki düşünülebileceğini açıkladı.
İbadi, peşmerge birliklerinin lağvedilmesini ve Irak ordusuna katılmalarını buyuruyor. Peşmerge’nin yanısıra Haşdi Şabi’nin de lağvedileceğini, Irak sınırları içinde Irak ordusu ve polisi dışında herhangi bir silahlı kuvvetin bırakılmayacağını söylüyor. Bu tehdit sadece peşmergeye değil; Kandil’deki gerillaya da yöneliktir. 2018 seçimlerine hazırlanırken Kürtler üzerinde zafer üstüne zafer kazanarak güçlenmek isteyen İbadi Türk ”kardeşleri”yle de arayı düzeltti.
Peşmergenin lağvını dayatmak Kürdistan’a saldırmakla eş anlamlıdır. Peşmerge kuvvetleri Irak ordusuna dahil olmayacaklar, bu durumda peşmergenin silahsızlandırılması ve dağıtılması için askeri güç kullanmak gerekecektir.
Irmak geçilirken at değiştirilmez diye bir söz vardır. Federe devlet başkanı Mesud Barzani her ne kadar görevden ayrılacağını daha referandumdan epeyce önce açıklamıştıysa da yeni durum karşısında dizginleri elden bırakmamalıydı.
Kerkük ve diğer şehirlerin çatışmasız Irak hükümetine devri, Türk, Irak ve İran elebaşılarını şımartmış, cüretlendirmiştir. Kürt kazanımlarının böyle yitirilmesi yalnızca bazı parti ve peşmerge yöneticilerinin ihaneti ile açıklanamaz. Güney Kürdistan’da herhangi bir parti halkın yüzde doksan oy ile ortaya koyduğu tercihe yaslanarak düşmana karşı koymayı göze alabilse, siperlere girse ve halkı seferberliğe çağırsaydı bu kadar ağır kayıplar olmazdı.
Düşmanlar iyice azıtmış, küstahlaşmıştır. Burada durmayacaklar. Aralarında sağladıkları ittifaka ve ellerine geçen fırsata dayanarak daha fazla saldıracaklardır. Irak hükümeti çoktandır Güney hükümetine olan taahhütlerini yerine getirmiyor; hükümetin ekonomik olarak zor durumda kalması için elinden geleni yapıyordu. Irak devletinin bu politikasının Güney Kürdistan ekonomisi üzerinde ağır sonuçları oldu, sosyal gerilimler, partiler arasındaki çelişkiler şiddetlendi. Beceriksizlikler, yolsuzluklar ve öteki yetersizlikler de eklenince güneyde kriz büyüdü. Bağımsızlık seçeneği dışında seçenek kalmadı.
Bağımsızlık referandumu bu koşullarda yapıldı ve başarıyla tamamlandı. Bunu daha ileri, daha kararlı adımların atılması takip etmeliydi. Siperlerden bir kez çıkıp da ileriye atıldın mı; durmadan ilerleyeceksin. İkirciklik, tereddüt, sallantı ölüm demektir.
Güney Kürdistandaki halkımızın referandumda sergilediği irade mühür gibidir. Hiç kimse bunu yok hükmünde sayamaz, yok sayan, gayri meşru ilan edenler istedikleri kadar yırtınsınlar milyonlarca insan bağımsızlığa evet demiştir. Güneyli önderlerin güvenip, bel bağlayacakları, sırtlarını verecekleri en sağlam kale budur. Durup Ibadi güçlerinin peşmergeleri silahsızlandırmasını beklemek gaflettir. Bu gaflete düşülmemelidir.
