Dünden bugüne toplumun yoğun olarak konuştuğu gündem biliniyor: Kılıçdaroğlu’nun yumruklanması ve ardından sığındığı evin basılarak anamuhalefet partisi başkanının linç edilmek veya yakılmak istenmesi.
Olay önemli. Türkiye’de öteden beri yaşanan benzer önemli olayların bir benzeri. Kılıçdaroğlu’na atılan yumruğun hemen Ahmet Türk’ü hatırlatması ve “KÜRDÜ DÖVDÜRMEYECEKTİK” özetlemesini yoğun bir biçimde paylaşıma sokması da önemli elbette. Saldırıyı kınama ve protösto yoğunluğu da anlaşılır bir durum.
Yumruk atan ve atmaya çalışanlar tv kameralarında kayıtlılar. Gizlileri saklıları yok. Sanırım olayla ilgilenen her aklı selim insanın kendi kendisine ve başkalarına sorduğu soru ise şu: “Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan bu saldırıyı kimler planladı? ”
Soruyu soranlar cevabını da aşağı / yukarı biliyorlar aslında. “Devlet” diyorlar. Sonra cevabı biraz daha açıyorlar : ” Tayyip Erdoğan ve Bahçeli’nin başını çektiği, İçişleri ve Milli Savunma bakanlıklarının ve tabii istihbarat örgütlerinin rol aldığı yapı” diye. Öncelikle biline ki, bu cevap eksik.
Taaa 7 Haziran seçimlerinden bu yana bizim Kürt siyasi çevrelerinde ve Türkiye sol cenahında bir noktanın üstü hep es geçiliyor: Tayyip efendinin Gülen cemaati ile ipleri kopardığından beri Türkiye’de iktidar iki değil üç ayaklıdır. Siyaseten söyleyeyim: Öncesi de var ama, Gülen ortaklığı bitildikten beridir Türkiyeyi yalnızca Tayyip ve Bahçeli yönetmiyor. AKP + MHP + Ergenekoncular ( bu derin devletçi ulusalcılar diye okuna ve onların siyasi temsilciilerinin siyasi karar vericiler arasında olduğu asla unutulmaya) Bu söyleyip yazdığımın yalın anlamı şu: TC devleti kurulduğundan beri işlenmiş tüm siyasi cinayetlerin, tüm toplu katliamların karar vericisi gizlisi ve açığıyla, derini ve yukasıyla devlettir. Yani birlikte. Yani yalnızca derin devlet değil. Uzatmadan yazayım; NİYE? Bilenler bildikleri tüm yaşanmış olayları gözden geçirsinler; bilmeyenler ulaşabildikleri ilgili belgeleri incelesinler: Tüm cinayetler, toplu katliamlar ve Kılıçdaroğlu’nun başına gelen gibi infial uyandıracak olaylar sırasında toplumun bildiği normal kolluk güçleri ( resmi polis ve jandarma) olay yerinde genellikle bulunmazlar. Çünkü onların bilmeden bir yanlışlık yapmasından, örneğin olması isteneni engellemeye kalkacaklarından veya yakalanması istenmeyen bir sanığı yakalamasından korkarlar. Bu vb. nedenlerle karar vericilerle aleni olan kolluk güçlerine emir ve komuta edenler bu özel durumlarda birlikte çalışırlar. İşte bu birlikte çalışma nedeniyledir ki, resmi kolluk güçleri genellikle olması gereken yerde olmaz ama, olduklarında da olay çıkmasına ortam hazırlama davranışları içerisinde olurlar.
Özetin özeti: olması gerekirken ortada resmi güvenlik güçleri yoksa ( Çubuk’ta olduğu gibi), varlar ama gereksiz yere ortamı germeye ve kendileri olay çıkarmaya çalışıyorlarsa devlet bir haltlar karıştırmak üzeredir. Olay olmuş da, ardından devlet tüm aygıtları ve ağızlarıyla birlikte olayı bulandırmaya, delilleri karartmaya, sanıkları korumaya ve kollamaya çalışıyorsa…Hep olduğu gibi.
22.04.2019
Kemal Bilget
Diğer Başlıklar
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (5) Hamit BALDEMİR
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (5) Hamit BALDEMİR Kürdistan Bağımsız olmadan Demokratik Türkiye Mümkün Değildir Bizim ülkemiz …
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI! Hamit BALDEMİR
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (4) Dünya devrimci hareketin ve reel sosyalizmin deneyimi gösteriyor ki, böyle kısa …
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (3)
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (3) Proletaryanın Devrimciliği ve Komünist Parti Koşulu Proletaryanın, toplumsal üretimdeki yer ve …
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (2)
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (2) İlk insanın üretim faaliyeti.İlkel dönemin üretim araçlarının gelişimi ile somutluk kazanan …