Pazar , 22 Aralık 2024
Home / Güncel / KKP PROGRAMI 2019

KKP PROGRAMI 2019

İÇİNDEKİLER:

1) PARTİNİN KİMLİĞİ

– KKP VE ENTERNASYONALİZM

2) GEREKÇE

3) DÜNYA DURUMU

– KAPİTALİZMİN ÇELİŞKİLERİ ŞİDDETLENİYOR

– KAPİTALİZM İNSANLIĞI VE DOĞAYI YIKIMA GÖTÜRÜYOR

4) TÜRKİYE

5) KUZEY KÜRDİSTAN’IN GENEL YAPISI:

– KÜRDİSTAN’DA TÜRK SÖMÜRGECİLİĞİ

– KÜRDİSTAN’DA SÖMÜRGE SAVAŞI

* Kürdistan’ın ”mükerrer” Fethi ve Sömürgeciliğin Derinleştirilmesi

* Türk ve İran devletlerinin Kürdistan’ın Öteki Parçalarını Zaptetme Çabaları, Amerika’nın ”Bölgeyi Dizayn” Edeceği İddiaları

6) KÜRDİSTAN’DA KAPİTALİZM VE EGEMEN SINIFLAR

7) KÜRDİSTAN’DA MİLLİ – TOPLUMSAL DEVRİMİN BİLEŞENLERİ ve TOPLUMSAL GRUPLAR:

– EN DEVRİMCİ SINIF PROLETARYA

– KADINLAR

– GENÇLER

– KÖYLÜLER; ESNAFLAR; SERBEST MESLEK SAHİPLERİ VE İŞSİZLER

– AYDINLAR, TEKNİK ELEMANLAR

– KUZEY KÜRDİSTAN’DA AZINLIK HALKLAR, DİLLER, İNANÇLAR, KÜLTÜRLER

– TÜRKİYE KESİMİNDE YAŞAYAN KÜRTLER

– ÜLKEMİZİN DİĞER PARÇALARI VE DÜNYA’YA DAĞILMIŞ KÜRTLER

– KKP’nin İTTİFAKLAR ve CEPHE POLİTİKASI

8) MİLLİ ve TOPLUMSAL KURTULUŞ YOLU: MİLLİ DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ

9) MİLLİ KURUCULUK VE SOSYALİZMİN İNŞASI

A- POLİTİK VE İDARİ ALANDA MİLLİ KURUCULUK

B- EKONOMİK ALANDA MİLLİ KURUCULUK

C- GENEL SOSYAL TEDBİRLER

– KADINLAR İÇİN POLİTİKALAR

– ÇOCUKLAR ve GENÇLER İÇİN POLİTİKALAR

D- DİL – KÜLTÜR, EĞİTİM VE ÖĞRETİM POLİTİKALARI

E- DOĞAL ÇEVRENİN, TARİHİ ve KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASI

F- MİLLİYETLER VE TOPLULUKLAR SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ; İNANÇ VE İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ

10- KÜRDİSTAN HALK CUMHURİYETİ’NİN DIŞ SİYASETİ

11- ENTERNASYONALİZM POLİTİKAMIZ

12- ACİL DEMOKRATİK TALEPLER SORUNU

PARTİNİN KİMLİĞİ

Partîya Komunîsta Kurdîstan – KKP, Kuzey Kürdistan proletaryasının hem milli, hem toplumsal mücadelesine kılavuzluk etmek amacıyla mücadele eden devrimci komünist partisidir.

Partîya Komunîsta Kurdîstan – KKP, Kuzey Kürdistan proletaryasının bağımsız sınıf partisidir.

KKP ideolojik, politik, örgütsel mücadelesinde Marxizm – Leninizm’i ve proletarya enternasyonalizmini rehber edinir. Kürdistan’da sömürgeci boyunduruğa, burjuva egemenliğine ve oportünizm ve revizyonizmin her türüne karşı ideolojik ve politik mücadeleyi aksatmadan kararlılıkla sürdürür.

Yalnızca emekçi halkımızın ve proletaryanın sınıf çıkarlarını değil bütün toplumsal ilerlemenin çıkarlarını temsil eden partimiz KKP halkımızın emperyalizme, tekelci kapitalizme, faşizme ve sömürgeciliğe karşı milli özgürlük, halk demokrasisi ve milli bağımsızlık uğruna yürüttüğü mücadeleyi proletarya öncülüğünün güvencesi altında zafere götürmek ve sosyalizme taşımak için bütün gücüyle çalışacaktır. Hür ve müstakil Kürdistan’da sosyalizmin inşasına öncülük edecektir.

KKP VE ENTERNASYONALİZM

Partimiz KKP halkımızın bugüne dek yaşayageldiği makûs talihi kader olmaktan çıkarıp, dünyanın devrimci değişimine de katkı yapacak bir olanağa dönüştürmek için komünistlere düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmeyi halkımıza ve dünya proletaryasına karşı bir borç bilir; tüm dünya proletaryası ile enternasyonal dayanışma halinde olmayı vazgeçilmez ödev sayar. ”Başka halkları ezen ülkelerin proletaryası özgür olamaz”, ”Bütün dünya işçileri ve ezilen halkları birleşiniz!” şiarlarını esas alır.

GEREKÇE

Ülkemiz Kürdistan’dır; milletimiz Kürt Milleti’dir; dilimiz Kürtçe’dir; partimiz KKP’dir.

Kürdistan dünya devletler haritasına dahil olması engellenmiş, bütünlüğü parçalanmış, esaret altındaki sömürge bir ülkedir.

Kürt milleti dünya milletleri arasında kendi bağımsız devletini kurması zorla engellenmiş olan, milli zulüm altındaki 40 milyonluk ezilen bir milletdir. Toprakları dört egemen inkarcı devlet tarafından bölünmüş, paylaşılmış, işgal ve gasp edilmiştir. Kürdistan özgün bir sömürge haline getirilmiştir. Dörde bölünmüş Kürdistan parçaları arasındaki ekonomik, sosyal ve siyasi süreçler parçalanmıştır.

Ülkemizin kaynakları yağmalanmış; sömürgeci devletler tarafından milletimiz üzerinde kanlı milli kıyımlar – soykırımlar uygulanmış, halkımızın milli varlığı ve milli hakları yok sayılmış; milli, sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmesi engellenmiştir.

Bu durum işgalci, gaspçı – sömürgeci Türk, Arap ve Fars devletlerinin halkımızın boynuna geçirdiği milli boyunduruğu kırma, milletimizin kendi özgür ve bağımsız devletini kurma ve dünya devletler alanına kendi devletiyle girme sorununu meşru, tarihsel ve ivedi bir sorun olarak ortaya koymuştur. Kürdistan’ın tarihsel trajedisini değiştirmek için ülkemizin her parçasında milli demokratik halk devrimlerini milli devletle taçlandırmak zorunlu hale gelmiştir.

Ülkemiz geçen yüzyıllarda bir yandan sömürgecilerin kanlı kıyımlarına maruz kaldığı; öte yandan aşiretsel, dinsel, mezhepsel çelişkiler milli bütünlüğün sağlanmasını zorlaştırdığı için özgürlüğünü elde edememiştir. Milli kurtuluş mücadelelerimizin bu evresinde emperyalist güçler ve gaspçı – sömürgeci devletler bütün milli ayaklanmaları kan ve terörle ezmede daima birlikte davranmış; aralarında dayanışma sağlamışlardır. Milli ayaklanmalarımızın yenilgiyle ya da kısa ömürlü başarılarla sonuçlanmasının temel nedeni budur. Bu arada büyük emperyalist güçler Kürdistan’ın paylaşılmasını öngören devletler arası antlaşmalara iştirak etmiş, ülkemizin sömürgeleştirilmesini meşrulaştırmışlardır. Bu durum, 19. ve 20. Yüzyıl boyunca tekrar tekrar yinelenmiş; ancak 20. Yüzyıl’ın son iki on yılından itibaren yavaş yavaş, ama önlenemez biçimde milli kurtuluş mücadelemizde bir yeniden doğuş dönemi ortaya çıkmış; küllendi sanılan özgürlük ateşi gür ve gürbüz biçimde tekrar canlanmıştır. Ülkemizde milli ve sınıfsal çelişkiler, artık geri döndürülemez bir biçimde şiddetlenmektedir.

Ülkemizin Kuzey Kürdistan parçasında milli – toplumsal hayatı biçimlendiren ve geleceği belirlemekte olan en temel olgular: milli kurtuluş mücadelesi ve proletarya ile burjuvazi arasındaki sınıf mücadelesidir. Kürdistan’ın makus talihini kökten değiştirecek olan devrim bir milli ve toplumsal kurtuluş devrimidir.

DÜNYA DURUMU

Kapitalizmin bağrında ilk ciddi gediği açan büyük Ekim Devrimi’nden sonra proleter devrimler ve milli kurtuluş hareketleri evresi açıldı. Kapitalizmden sosyalizme geçiş çağı başladı. Sosyalist bir dünya sistemi oluştu. Milli kurtuluş hareketleri sosyalist sistemin desteğinde emperyalist sömürgecilik zincirlerini parçalayarak bağımsız milli devletlerin kurulmasına yol açtı. Bağlantısızlar Hareketi doğdu. Dünya tarihinde ilk kez ezilen sınıflar ve ezilen milletler kendi kaderlerini tayin için gerçekleştirdikleri başkaldırıların başarısına tanık oldular. Dünyanın ezen – sömüren sınıfları ve emperyalist devletleri kendi egemenliklerini ilk kez ciddi olarak tehdit altında hissettiler ve düzenlerini korumak üzere kendi aralarında çeşitli düzeylerde organize oldular.

Kapitalistlerin ve emperyalistlerin yüreklerine dehşet, emekçilere ve ezilen halklara umut veren sosyalist sistem ve milli kurtuluş devrimleri dünya yüzünde önemli değişikliklere yol açtıktan sonra tarih sahnesinden çekildiler. 20. Yüzyılın sonunda ”reel sosyalizm”in çöküşüne tanık olduk. Sosyalizm tarihinin bir dönemi kapandı. Bağlantısız ülkeler hareketi dağıldı. Emperyalist – kapitalist sistem yeniden dünyanın tek egemen sistemi haline geldi.

Günümüz dünyasının hükümranları emperyalist devletler, milletlerarası tekeller, IMF, Dünya Bankası gibi dev küresel kuruluşlardır. Bu emperyalist egemenliğin adına ”küreselleşme” denmiştir. İlk dalgaları geçtikten sonra ”küreselleşme” gitgide dağılmaya, çözülmeye başlamış, yerini başıbozukluk düzenine bırakmıştır. Giderek çok kutuplu bir emperyalist sistem oluşmuştur.

KAPİTALİZMİN ÇELİŞKİLERİ ŞİDDETLENİYOR

Dünya, emek – sermaye çelişkisi ekseninde bir dizi çelişkiler yumağı halindedir. Dünyada ana süreçleri emek – sermaye çelişkisi ve onun türevi olan emperyalizm ile ezilen halklar arasındaki çelişki ve emperyalist güçlerin kendi aralarındaki çelişkiler belirlemektedir.

Sistemin bütün çelişkileri günden güne şiddetlenmektedir. Bunlar ekonomik krizlere, sosyal patlamalara, savaşlara, iç savaşlara yol açmaktadır. Bütün alanlarda kıyasıya rekabet eden emperyalistler arasında ”eşitsiz gelişim kanunu” çerçevesinde meydana gelen güç oynamaları ve kamplaşmalar dünyanın geleceğini tehlikeye atmaktadır.

Emperyalist aşamayla birlikte kapitalizmin ömrü dolmuştu; şimdi artık insanlığın ayaklarını tamamen sıkan paslı bir zincir haline geldi. Bu paslı zinciri en zayıf halkalarından başlayarak koparmak olanaklıdır. Kapitalizmin bugün eskisinden daha derin, daha şiddetli seyreden iç çelişki ve açmazlarında devrim tohumları saklıdır.

KAPİTALİZM İNSANLIĞI VE DOĞAYI YIKIMA GÖTÜRÜYOR

Kapitalizm tüm geleceği tehdit ediyor. Sınıflı toplumla doğan cinsiyetçi düşünce ve davranışlar kapitalizmin onulmaz hastalığıdır. Kapitalizm meta olarak gördüğü kadınlara, LGBTIQ’lara ve çocuklara sistematik baskı ve şiddet uygululuyor. Kâr uğruna yaşamı ve doğayı yıkıma götüren kapitalist sömürü düzeni ekolojik dengelerin bozulmasına, toprak, su ve hava kirliliğine, iklim değişiklerine, bitki ve hayvan türlerinin tükenmesine yol açıyor; doğanın tahribini olağanlaştırıyor ve hayvanlara yapılan zulümü sıradanlaştırıyor.

TÜRKİYE

Sosyalist sistemin dağılıp, kapitalizmin yeniden dünya sistemi haline gelmesinden sonra dünya devletler sistemi içerisinde bazı devletler fırsattan yararlanarak ”Cihan Devleti” olma yoluna girdi. Bu devletlerden biri Türkiye’dir. Türkiye, dışta saldırgan, emperyalist yayılma politikası izliyor. Kendisine yeni ”hayat sahaları” arıyor. ”Osmanlı emperyalizmini” diriltmeye çalışıyor. Bu emperyalist politikaların baş hedefinde ülkemiz yer alıyor. TC devleti ABD ve Rusya’nın onayıyla Rojavayê Kurdistan’da önce Şehba bölgesini, sonra Efrîn’i ve nihayet Serê Kanîye ile Gırê Spî arasındaki bölgeyi işgal etti. Güney Kürdistan’ın bir çok noktasında askeri üsler kurdu. Bu politikaların da gösterdiği gibi TC devleti Batı ve Güney Kürdistan’ı mümkünse tümden, değilse becerebildiği oranda yutmak için çabalıyor. Bu nedenle Kürdistan’da Türk emperyalizmine karşı mücadele genel anti emperyalist mücadele ile içiçe geçiyor.

80’li yıllara kadar özel sektör – devlet sektörü ikilisine dayanan karma ekonomik bir sistem uygulayan TC devleti özel tekelci sermaye yanında Kamu İktisadi Teşekkülleri adı altında tekelci devlet kapitalizmini geliştirmişken; 80’lerden sonra neo-liberal iktisadi politikalara yönelmiş, geniş çaplı özelleştirmelerle KİT’ler yok pahasına yerli ve yabancı tekelci sermayeye peşkeş çekilmiş; sermayenin merkezileşmesi ve yoğunlaşması muazzam boyutlara ulaşmıştır. Bu durum Türkiye’de ve Kürdistan’da ekonomik ve sosyal yapıda olağanüstü değişikliklere yol açmış; geleneksel tarım ve küçük ve orta ölçekli üretim çökmüş; kentlerde yoğunlaşan nüfus kırsal bölgelerdeki nüfusun kat kat üzerine çıkmıştır. Kürdistan’daki uzatmalı savaş vasıtasıyla milyonlarca köylüyü yerinden yurdundan dışarı süren TC’nin Kürtsüzleştirme politikalarıyla birleşen bu ekonomik – sosyal yıkımın ülkemizde ortaya çıkan sonuçları tam anlamıyla felakettir.

KUZEY KÜRDİSTAN’IN GENEL YAPISI:

– KÜRDİSTAN’DA TÜRK SÖMÜRGECİLİĞİ

Halkımızın milli özgürlük ve egemenlik hakkını zorla gasp eden TC devleti, Kürdistan’da askeri, siyasi, idari, hukuki düzeni ve yapısıyla kendi sömürgeci egemenliğini kurmuştur. Yönetim hukuken ve fiilen Türk devlet mekanizmasının elindedir. Türk ordu, polis, idare, adalet ve eğitim teşkilatları başta gelmek üzere, hayatın her alanındaki devlet teşkilatlanması Kürdistan’ın milli boyunduruk altında tutulması esasına dayanmaktadır. Kürdistan’da sömürgeci TC egemenliği milli gelişmemizin önünü her yönden kapatmıştır. Bu yüzden halkımızın en ivedi, en temel sorunu bağımsızlık ve egemenlik sorunudur.

Kürdistan’daki TC egemenliğinin temel siyasi, idari – hukuki dayanağı onun entegre sömürgecilik aygıtı olan TC devlet teşkilatlanmasıdır. Diğer dayanağı ise onun iktisadi hakimiyetidir. Kürdistan’ın bağımsız ekonomik dokusu daha baştan tahrip edilmiş, Kürdistan ekonomisi tamamen TC ekonomisiyle bütünleştirilmiş; ülkemiz ekonomik olarak da sömürgeleştirilmiştir. Ülkemizin yer altı ve yer üstü zenginlik kaynakları yağmalanmış; Türkiye’ye bağımlı, çarpık, geri bir ekonomik yapı yaratılmıştır.

Halkımızın TC devletinin milli boyunduruğu altında yaşaması, ülkemizin TC sömürgesi olması Türkiye tekelci kapitalizminin var olan çelişki, bunalım ve sorunlarının ülkemiz ve halkımıza daha şiddetli yansımasına yol açıyor.

Milli kurtuluş mücadelesi, milletimizin kendi iradesi dışında hakimiyeti altına girdiği TC’nin emperyalist-kapitalist sistemine ve onunla işbirliği halindeki öteki emperyalistlere karşı da bir mücadeledir.

– KÜRDİSTAN’DA SÖMÜRGE SAVAŞI

* Kürdistan’ın ”mükerrer” Fethi ve Sömürgeciliğin Derinleştirilmesi

Kürdistan’da Türk, Fars ve Arap sömürgeciliklerinin temel yöntemi devlet terörü ve savaştır. Egemen devletler Kürdistan’da halkımıza karşı sürekli bir fetih ve sömürge savaşı yürütmektedirler. Bu fetih ve sömürge savaşı askeri, siyasi, ekonomik, ideolojik, kültürel, psikolojik topyekûn savaştır. Sömürgeci güçlerin hepsi de bazen örtülü, ”düşük yoğunluklu”, bazen de açık ve kıyıcı hal alan sömürge savaşını milletimizi tarihten silme projesiyle sürdürmektedirler. Bu projede orduları, polisleri, gizli – açık öteki militarist kuvvetleri kadar; okulları, camileri, tarikatları, medyaları ve öteki güç ve etkinlik aygıtlarını da silah olarak kullanıyorlar. Herşeye rağmen Fars ve Arap sömürgeciler ülkemizin diğer parçalarında Kürt milli kimliğini sarsmayı, Kürdistan gerçeğini kafalardan silmeyi, hür ve müstakil Kürdistan fikrini milletimizin zihninde yok etmeyi başaramadılar. Oysa Kuzey parçamızdaki Türk egemenliği öteki sömürgecilerle kıyaslanmayacak tahribat yaratmış; Kürt milletini neredeyse yok olmanın eşiğine getirmiştir. Türk devleti bunu başarmak için bazen örtük, bazen açık sömürge savaşını sürekli hale getirmiş; temel yöntem olarak benimsemiştir.

TC devleti Kürdistan’da halkımıza karşı sürdürdüğü uzatmalı özel savaşı hem Kürdistan’ı Kürtsüzleştirmek, demografik yapısını bozmak; hem de ülkemizde kendine bağımlı çarpık kapitalizmi hızlı ve vahşice yerleştirmek, entegre sömürgecilik sistemini derinleştirmek yönünde kullanıyor. Milyonlarca köylü ve kent nüfusumuzu yerlerinden zorla sürerek Türkiye metropollerine yöneltiyor; Kürdistan’da daha katmerli olan ve gitgide daha da yükselme eğilimi gösteren kronik işsizlik ve bunun beslediği göç de Türkiye tekelci sermayesine dış sermayeye karşı daha rahat rekabet etmek, dışa açılmak ve ”bölgesel güç olmak” için son derece elverişli imkanlar sunuyor. TC devletinin Türkiye tekelci sermayesine özelleştirme, kentsel dönüşüm, TOKİ vs. projeleriyle sunduğu yağma olanakları yanında hediye ettiği en değerli kaynak Kürdistanlı ucuz işgücüdür.

Ülkemiz, TC tekelci burjuvazisinin doymak bilmez kâr hırsı uğruna yakılıp yıkılmakta; her tarafına karakollar, kalekollar, garnizonlar dikilmektedir. Kürdistan, TC devleti tarafından Kafkasya, İran ya da Ortadoğu’yu hedefleyecek bir emperyalist savaş hazırlıkları için iki büyük ordu, binlerce polis, özel harekatçı, korucu vb ile adeta bir ordugâh haline getirilmiştir. Bu ordugâhı sürekli talim ve manevra halinde tutmak için Kürdistan’da savaş politikalarında ısrar edilmektedir. Halkımız bu sömürge savaşının kurbanı yapılmaktadır.

Ülkemiz Kürdistan’ın ekonomik, sosyal potansiyellerini, doğal zenginlik kaynaklarını daha yoğun kullanmaya ve onu kendi emperyalistleşme projesinde bir sıçrama tahtası olarak değerlendirmeye TC tekelci sermayesi asıl şimdi başlıyor. Bu tekelci sermayenin dini, imanı, ideolojisi, bayrağı yoktur. Türk, Kürt vs. tüm TC tekelci sermayesi uluslararası sermaye ve Batı emperyalizmi ile el ele halkımıza ve ülkemize ait herşeyi soyma savaşını birlikte yürütüyor. Şehba bölgesinin, Efrîn’in ve Serê Kanîye – Gırê Spî hattının işgal ve ilhak edilmesi; Rojava’nın tümden zaptedilmesi çabaları bunun somut ve güncel göstergesidir.

* Türk ve İran devletlerinin Kürdistan’ın Öteki Parçalarını Zaptetme Çabaları, Amerika’nın ”Bölgeyi Dizayn” Edeceği İddiaları

Türk ve İran devletlerinin bölgesel yayılmacılık ve hakimiyet girişimlerinin odağında ilk etapta Rojava ve Başur yer alıyor. Türk devleti Rojava’yı ve Başur’u kendi arka bahçesi olarak görüyor. Musul – Kekük’ten Şengal’e, Kobanî’den Efrîn’e kadar olan koridoru tamamen zaptetmek için girişimlerde bulunuyor. Öte yandan kurduğu yakın siyasi ilişkiler ve yaptığı ekonomik yatırımlarla ve Kürdistan petrollerinin Batı’ya taşınmasında işlev gören petrol boru hatları üzerindeki kontrol imkânlarıyla Başur üzerinde vesayet kuruyor, Başur’u vasalı haline getirmeye çalışıyor. Bu çabalarını Güney’de kurduğu çok sayıda kalıcı askeri üsle ve artık süreklilik kazanmış ”sınır ötesi harekât”larla askeri olarak destekliyor.

Öte yandan İran da Güney‘de politik nüfûzunu derinleştiriyor ve bu kargaşada bazı bölgeleri zaptetmeye çalışıyor. Türk ve İran emperyalistlerinin Kürdistan’ın yeniden paylaşımı konusunda aralarında hem rekabet hem gizli bir anlaşmanın varlığı seziliyor. Büyük emperyalist devletler ise Kürdistan’ın Türk ve İran devletleri arasında paylaşılması çabaları karşısında kayıtsız görünüyor. Fakat bölgedeki haritaları değiştirecek, sonu belirsiz siyasi sonuçlara yol açacak, dengeleri altüst edecek ”Bağımsız, Birleşik Kürdistan” emperyalist devletlerin ajandasında yoktur.

KÜRDİSTAN’DA KAPİTALİZM VE EGEMEN SINIFLAR

Kürdistan’da TC kapitalizmine sıkı bağımlılık temelinde geliştirilen ve egemen üretim tarzı haline gelen kapitalist üretim tarzının yarattığı Kürt ve Kürdistan burjuvazisi Türk şoven burjuvazisiyle kopmaz bir ekonomik ortaklık ve çıkar birliği içerisine sokulmuş; ekonomik ve toplumsal egemenliğin yanında siyasi iktidara da ”Türk – Türkiyeli” sıfatıyla ortak edilmiştir. Bu sınıf, TC egemenliğinin Kürdistan’daki temel sosyal dayanaklarından biri haline getirilmiştir.

Kürdistan’daki egemen üretim tarzı Türkiye tekelci kapitalizmi; egemen sınıf, Türk ve Kürt tekelci kapitalistleridir. TC devlet teşkilâtının kendisi bir çok düzlemde doğrudan tekelci devlet kapitalizmini organize etmiş; Kürdistan ekonomisinin kilit sektörlerini eline geçirmiştir. Kürdistan’ın doğal zenginlik kaynakları, dağları, meraları, ırmakları, emvâl-î metrûkeye çevrilen boşaltılmış yerleşim bölgeleri TC hazinesinin malıdır. Bunun yanısıra demiryolları, karayolları, havaalanları, petrol tesisleri vb. gibi bir çok işletme dalı doğrudan doğruya TC devletinin malı durumundadır.

TC tekelci sermayesinin devlet desteğinde içine girdiği yönelişlerle Kürdistan’da kapitalist gelişme son yıllarda daha da hızlandı. Kürdistan’ın doğal dengesini bozma, topraklarını çölleştirme, tarihi – kültürel – doğal hazinelerini sulara gömme ve coğrafik ve demografik yapısını bozma pahasına uygulanan GAP ve benzeri barajlar politikası ülkemizi TC’nin ucuz tarım ürünleri deposu ve tarıma dayalı sanayilerin ayağı haline getirdi. TC’nin çevreyi kirleten ve artık yük olan demode sanayilerinin Kürdistan’a taşınması süreci devam ediyor. Böylece Kürdistan’ın TC’ye ekonomik bağımlılığı daha da pekiştiriliyor.

Kürdistan’da son 40 yıllık savaş ve ulusal baskı koşullarında küçük üretici köylülerin tasfiyesi ve proleterleşmesi devasa boyutlara ulaştı. Kürdistan’da köylülüğün yıkıma uğradığı, proletaryanın dizginsiz sömürüldüğü bu koşullarda sermayenin yoğunlaşması ve merkezileşmesi önemli aşama kaydetti. Tarım sektörünün Kürdistan’daki ağırlığı epeyce geriledi; imalat sanayii, inşaat, finans, ticaret ve hizmet sektörleri başta olmak üzere çeşitli sektörlerde belirgin gelişme meydana geldi. Kürdistan, Türkiye metropollerine ucuz işgücü sağlayan bir fazla nüfus deposu, kapitalistlere mallarını satacakları geniş bir pazar haline; Kürdistan’ın doğal zenginlik kaynakları ve ucuz tarım ürünleri ise sermayeye ucuz girdi sağlayan kazanç araçlarına dönüştürüldü.

KÜRDİSTAN’DA MİLLİ – TOPLUMSAL DEVRİMİN BİLEŞENLERİ ve TOPLUMSAL GRUPLAR:

– EN DEVRİMCİ SINIF PROLETERYA

Ülkemizin iktisadi, toplumsal, siyasal durumu halkımızın milli-toplumsal kurtuluş devriminin niteliğini belirlemektedir. Milli-toplumsal devrim bütün bu ilişki ve çelişkilerin üzerinde, doğrudan doğruya Türkiye devlet yapısını, tekelci kapitalizmini ve tekelci devlet kapitalizmini yıkmayı – yok etmeyi hedefler. Türk-Kürt tekelci burjuvazisi, TC devleti ve belirleyiciliğindeki Türkiye emperyalist-kapitalist sistemi milli-toplumsal devrimimizin baş hedefidir; milli–toplumsal devrimimiz Kürdistan’da sömürgeci devleti parçalayacak, onun siyasî, idarî, adlî teşkilâtını dağıtacak; yerine Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni kuracaktır. Kürdistan komunistlerinin partisi Türkiye sömürgeci egemenlik aygıtının tüm uzuvlarını Kürdistan’dan söküp atacak olan bu devrimin proletarya sosyalizmine dönüşmesinin temel garantisidir.

Bu devrimin temel sınıfı proletaryadır. Onun baş müttefikleri yoksul köylülük ve emekçi halk sınıflarımızdır.

TC sömürgeciliği ve tekelci kapitalizmi milletimizin milli ve sosyal gelişmesinin önündeki baş engeldir; aynı zamanda öteki halklardan emekçilerin de sınıf düşmanıdır. TC devleti, Türkiye tekelci sermayesinin sınıf egemenliğinin, emperyalist-kapitalist sömürüsünün, halkımız üzerindeki milli boyunduruk ve baskının, ülkemizi sömürge statüsü altında tutmanın, ülkemize karşı sömürge savaşı sürdürmenin ve faşizmi uygulamanın siyasi zor aracıdır. Ülkemiz proletaryasının ve emekçi halkımızın milli ve toplumsal kurtuluş sorunumuzun çözümü için TC devletinin baştan aşağıya yıkılması ve ülkemiz üzerindeki sömürgeci egemenliğinin kırılması zorunludur. TC devletini yıkma görevi halkımızın yanısıra, Türkiye tekelci kapitalizminin sınıf sömürüsünden kurtulması için onu yıkması gereken Türkiye proletaryası ve emekçilerinin de devrimci görevidir.

– KADINLAR

Halkımızın yarısını oluşturan kadınlarımız milli ve toplumsal kurtuluş mücadelemizin temel direklerindendir. Kadınlarımız sadece sömürgeci egemenlik ve sınıfsal baskıya karşı değil; binlerce yıllık cinsiyetçi baskıya karşı da özgürlük mücadelesi veriyor. Dağda, zindanlarda, alanlarda, her yerde en önde her türlü mücadele içerisinde yer alıyorlar. Kadınsız devrim, kadınsız kurtuluş, kadınsız özgürlük ve sosyalizm olmayacağını derinden kavrayan kadınlarımız daha şimdiden binlerce şehit kadın ordusuyla milli ve toplumsal kurtuluş mücadelemizin altın sayfalarında yer alıyorlar. Partimiz kadınların mücadelesine ve özerk – bağımsız örgütlenmelerine özel önem ve destek verir; kadınlarımızı partimiz bünyesinde daha fazla toplamaya, insiyatiflerini özgürce kullanmalarına özen gösterir. Kadınlarımızın kuracağı Kürdistan Emekçi Kadınlar Birliği vb. örgütlenmeleri, platform ve insiyatifleri destekler.

– GENÇLER

Kürdistan devriminin her zaman en ağır yükünü gençlerimiz taşımıştır. Onbinlerce genç şehidimiz, zindanları dolduran onbinlerce tutsak gencimiz bunun somut göstergesidir. Partimiz gençliğe özel önem verir, komünist gençliğin kendi özerk örgütlenmelerini destekler; proleter, emekçi ve öğrenci gençliğin parti saflarında yer almalarını teşvik eder.

– KÖYLÜLER; ESNAFLAR; SERBEST MESLEK SAHİPLERİ VE İŞSİZLER

Kürdistan esnaf ve zanaatkârları, emekçi köylüleri, serbest meslek sahipleri ve yedek proleter ordusu işsizleri Kürdistan proletaryasının devrimci demokratik müttefikleri olduğu kadar; milli demokratik halk devrimimizin ve TC sömürgeciliğinden kurtuluşumuzun ittifak güçleri arasında yer alıyorlar. Bundan ötürü bu tabakaların örgütlenmesi ve devrime kazanılması özel önem taşıyor. Partimiz bütün bu tabakalar arasında parti çalışmasının yanısıra onların kendi özgün, özerk örgütlenmelerinin kurulması ve bu yolla kitlesel mücadeleye çekilmeleri için çaba harcar. Onların ekonomik-demokratik taleplerini destekler, elde edilmeleri için onlarla birlikte gayret sarf eder.

– AYDINLAR, TEKNİK ELEMANLAR

Kürdistan aydınları ve teknik elamanları sadece devrimimizin gerçekleştirilmesi için değil; milletimizin yeniden doğuşu, kendini kurması için de kilit önemdedir. Halkımızın ve ülkemizin tarihi, kültürü, dil ve edebiyatı aydınlarımızın kahırlı çabaları neticesinde yeniden filizleniyor ve milletimizin milli bakımdan kendini kurmasına büyük katkıda bulunuyor. Ülkemizin milli kurtuluşu ve milli demokratik halk devrimimizin başarısı sadece TC sömürgeci devlet mekanizmasının ülkemizden silinip süpürülmesinden değil; aynı zamanda dil, kültür, edebiyat, tarih, felsefe ve bilimde milli doğuş, milli uyanış, milli üretimle mümkündür. Bunu gerçekleştirecek olan güç Kürdistan aydınlarıdır. Bu nedenle yazar, gazeteci, doktor, mühendis, avukat, öğretmen, ilerici din adamı vb. bütün yurtsever aydınlarımızın çalışmaları her türlü takdirin üstündedir. Kürdistan medyası, Kürt kültür ve eğitim kurumları daha şimdiden filizlenmiş ve düşmanın diktiği binbir zorluğa ve engelleme çabalarına rağmen mesafe kaydetmiştir. Partimiz bu süreci destekler, aydınları saflarına kazanmaya çalışır ve kendi bağımsız örgütlenmelerini teşvik eder.

KUZEY KÜRDİSTAN’DA AZINLIK HALKLAR, DİLLER, İNANÇLAR, KÜLTÜRLER

Kuzey Kürdistan, üzerinde tarihsel medeniyetlerin kurulduğu, halen Alevi, Êzidî, Hıristiyan, Şafii, Hanefi ve daha pek çok inanç ya da dünya görüşünden insanların; milletimizin Kurmancî ve Zazakî ana gruplarının; Kürt milletinden başka, Ermeni, Asuri, Laz, Azeri, Türk, Arap vb. çeşitli milliyetlerden halkların yanyana, iç içe yaşadıkları bir halklar, inançlar, kültürler mozaiğidir. Kürdistan milli ve toplumsal kurtuluş mücadelesi bütün bu halk ve grupların meşru hak ve taleplerini kapsayan, onların özgürlük ve özerklik istemlerini karşılayan bir mahiyet taşımaktadır. Partimiz milletlerin kaderlerini tayin hakkı ilkesini ülkemizin TC boyunduruğu ve sömürgeciliğinden kurtarılması anlamında aldığı kadar ülkemizdeki öteki halk ve grupların milli demokratik haklarının teminat altına alınması anlamında da savunur.

Kürdistan’daki tüm halkların kaderi, halkımızın kaderiyle içiçedir. Ülkemiz topraklarında yaşayan bütün milliyetlerden halkların proleterleri Kürdistan proletaryasının bileşenleridir; kaderleri Kürt proleterlerinin kaderleriyle ortaktır. Bundan ötürü ülkemizdeki tüm halklardan proleterler Kürdistan proletaryasının komünist partisi çatısı altında örgütlenmek, Kürdistan Milli Demokratik Halk Devrimi süreci ve mücadelesinde tek yumruk halinde birleşmek durumundadırlar. Milli toplulukların kurtuluşları, özgür ve demokratik Kürdistan Halk Cumhuriyeti ile gerçekleşecektir.

Ülkemizde gerek halkımızın Êzidî inancı ve Zazakî kolu, gerek Aleviler, gerekse Ermeni ve Süryaniler gibi soykırımlarla sayıları iyice azalan ve gitgide yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan grupların pozitif ayrımcılıkla desteklenmesi özel önem taşıyor. Partimiz şimdiden bu uğurda kararlıca mücadele edecek, bunu güncel mücadelesinin daimi bir parçası olarak ele alacaktır.

Partimiz Türk devleti tarafından bilinçli olarak Kürdistan’a yerleştirilen Suriyeli, Afgan, Ahıskalı vb. göçmenlerin ırkçılığa, ayrımcılığa, ağır sömürü ve tacize maruz kalmalarına karşı mücadele eder; onların milli demokratik halk devrimi mücadelemize karşı TC devleti tarafından kullanılması girişimlerine karşı politikalar geliştirir; kendi iradeleri dışında ülkelerine zorla gönderilmelerine; Türkiye devleti tarafından zapt edilen ya da işgal edilmesi için uğraşılan Rojava, Şengal ve öteki bölgelerimize tampon güç olarak yerleştirilmelerine karşı çıkar.

TÜRKİYE KESİMİNDE YAŞAYAN KÜRTLER

* Türkiye’de yaşayan Kürtlerin bir kısmı Osmanlılar zamanında Orta, Güney ve Batı Anadolu’ya tehcir edilen ve oralarda yerleşim yerleri kuran Kürtlerden; bir kısmı ise Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca ekonomik nedenlerle Türkiye’ye göçmek zorunda kalan, yahut göçmeye zorlanan, özellikle de son kırk yılda zorla göçertilen Kürtlerden oluşuyor.

Partimiz Orta Anadolu Kürtlerinin yaşadıkları yerlerin özerkliği için mücadele eder; yarattıkları özgün örgütlenmeleri destekler ve aralarında parti faaliyeti yürüterek onların bütün Kürdistan milli-toplumsal kurtuluş mücadelesine bağlanması için mücadele eder.

* Ülkemizde TC devleti terör ve katliamlarla, zoraki nüfus boşaltmalarla, uyguladığı baraj inşaatları ve ekonomik politikalarla Kürt çoğunluğa dayalı nüfus bileşimini halkımız aleyhine değiştirme doğrultusunda bilinçli politika izliyor. Milyonlarca emekçimiz Türkiye metropollerine, sanayi ve tarım bölgelerine akıyor. Oralarda her türlü sosyal güvenceden yoksun olarak ve en ucuz, en sefil, en elverişsiz koşullarda amelelik, ırgatlık, hamallık yapıyor. Aynı nüfus akışı Kürdistan’ın aydınlarını da etkiliyor; TC devletinin sürekli tacizine uğrayan yurtsever aydınlar Türk metropollerine veya Avrupa’ya göçüyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca baskılar ve ekonomik nedenler yüzünden Türkiye’ye göç edenlerin üzerine eklenen bu kitle ile birlikte Türkiye’de yaşayan Kürt ve Kürdistanlıların sayısı neredeyse Kürdistan’daki kadar bir sayıya ulaşıyor. Bu durum Kürt ve Kürdistan milli kurtuluş sorununu Türkiye’ye de taşıyor. Öte yandan Türkiye kesiminde yaşayan Kürtler günden güne tehlikeli hal alan ırkçı, şövenist saldırıların, linç girişimlerinin hedefi haline geliyor.

Türkiye kesiminde yaşayan Kürt ve Kürdistanlıların ezici çoğunluğu tarım, sanayi, hizmet sektörlerinde çalışan proleterlerdir. Türkiye proletaryasının bileşiminde Kürdistanlılar oldukça önemli yer tutmaktadır. Bu durumu dikkate alan KKP anayurt toprakları dışında yaşayan halkımızın sorunlarının çözümü; bulundukları alanlarda sosyal, ekonomik, siyasi ve idari yaşamda kendi milli-kültürel haklarına kavuşması, milli kimliğiyle yer edinmesi için mücadele eder; bu alanda var olan girişim ve örgütlenmeleri destekler; onlara öncülük eder; Türkiye’de yaşayan işçi, aydın, genç ve kadınlarımızın orada yaşayan diğer halklardan emekçilerle dayanışması ve birlikte mücadele etmesi için mücadele eder. Buralarda yaşayan halkımız arasında özel parti faaliyeti yürütür ve özgün örgütlülükler yaratır. Partimizin iktidara gelmesi halinde isteyenlerin Kürdistan’a dönebilmeleri için gereken koşulları hazırlar.

ÜLKEMİZİN DİĞER PARÇALARI VE DÜNYA’YA DAĞILMIŞ KÜRTLER

* Partimiz, Kürdistan’ın diğer parçalarında yürütülen milli ve toplumsal kurtuluş mücadelesini esasta her parçanın kendi görevi olarak görür; buralardaki mücadele ile işbirliği ve dayanışma içinde hareket eder; komünist güçlerle özel ilişki geliştirir; onlarla dayanışma ve işbirliğine özel önem verir.

* Ülkemizin sömürgeci boyunduruk altında yaşayan ya da yeni yeni bu boyunduruktan kurtulmaya başlayan Kurdîstana Rojhılat, Kurdîstana Başur ve Kurdîstana Rojava parçaları yanısıra sömürgeci İran, Irak, Suriye’nin büyük metropollerinde; özellikle Tahran, Bağdat, Şam ve Halep gibi yerlerde; Horasan’da, Laçin’de (Kızıl Kürdistan) ve eski Sovyet Cumhuriyetlerinde, diasporada yoğun Kürt kitleleri ve yerleşim bölgeleri vardır. Bunlar senelerden beri milli ve toplumsal kurtuluş mücadelesine her bakımdan katkı sunmakta, katılmakta ve mücadele etmektedirler. Partimiz bunların yaşadıkları alanlarda özerklik hakları için mücadele etmelerini destekler; milli ve toplumsal kurtuluş mücadelesi içinde daha örgütlü yer almalarını teşvik eder.

* Dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Kürtlerin yerleştikleri alanlarda milli-kültürel gelişmeleri, milli demokratik hak ve özgürlükleri için mücadele eder; bulundukları ülkelerdeki proletaryanın devrimci mücadelesine entegrasyonlarını teşvik eder.

* KKP; uzun vadede bütün parçalarıyla Kürdistan’da birleşik, bağımsız Kürdistan’ın gerçekleştirilmesi için birden fazla parçada halk iktidarlarının kurulmasını gerekli görür. Bağımsız, Birleşik, Demokratik, Federatif Kürdistan Halk Cumhuriyeti’ni kurmayı amaçlarından biri olarak belirler.

KKP’nin İTTİFAKLAR ve CEPHE POLİTİKASI

* Partimiz Kuzey Kürdistan’da tüm milli / yurtsever–demokratik devrimci güçlerin cephe birliği için mücadele eder.

– Partîya Komunîsta Kurdîstan – KKP, Kürdistan’da proletaryanın öncülüğünde işçi – yoksul köylü temel ittifakı etrafında kent ve kır küçük burjuvazisini, aydınları, devrimci milli güçleri temsil eden partileri, kitle örgütlerini, kadın ve gençlik örgütlerini, Kürdistanlı bütün halkları, alevileri ve gayrı müslimleri Milli Demokratik Halk Cephesinde birleştirmek için çalışır.

* KKP; Kürdistan genelinde Milli Kongre ya da başka bir ad altında bir Milli Dayanışma Cephesi yaratılması için mücadele eder.

* KKP Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halklarıyla ittifaka önem verir; başta bölge halklarıyla olmak üzere tüm halklarla dostluk ve dayanışma politikası izler.

– Kürdistan’da geniş Milli Demokratik Halk Cephesi oluşturmayı hedefleyen KKP, Türkiye ve Kürdistan halklarının anti-faşist, anti-emperyalist, anti-sömürgeci, anti-kapitalist Birleşik Halklar Cephesini oluşturmak için mücadele eder. Partimiz bu oluşumları gerçekleştirme yolunda atılacak adımların art sıralı ya da eş zamanlı olmasını zorunlu saymaz; birini diğerinin ön ya da zorunlu koşulu olarak görmez; olanaklı olanı gerçekleştirir; bu konuda esnek davranır.

* KKP; Kürdistan’ın bütün parçalarında mücadele eden ve Kürdistan dışındaki Kürt ve Kürdistanlılar arasında faaliyet yürüten yurtsever, demokrat, halkçı, devrimci ve komünist güçlerin eylem birliğini önemser. Kürt örgütlerinin ve halkımızın farklı kesimlerinin birbirine karşı savaştırılmasını, diğer bir deyişle ”bırakuji”yi engellemek için sorumlu ve ilkeli davranır.

* KKP Dünyanın dört bir yanına dağılmış olan Kürtlerin yerleştikleri alanlarda milli-kültürel gelişmeleri, milli demokratik hak ve özgürlükleri için mücadele eder; bulundukları ülkelerdeki proletaryanın devrimci mücadelesine entegrasyonlarını teşvik eder. Aralarında örgütlenir, örgütlü diğer Kürdistan partileri ve onlara bağlı demokratik kitle örgütleriyle ilkeli bir şekilde iş ve eylem birlikleri, cephe örgütlenmeleri oluşturmaya gayret eder.

MİLLİ ve TOPLUMSAL KURTULUŞ YOLU: MİLLİ DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ

Kürdistan’da TC sömürgeciliğinin ülkemiz ve milletimiz üzerindeki siyasi, iktisadi, askeri, idari, kültürel tahakkümü milli ve toplumsal kurtuluş mücadelemizin içeriğini tayin etmektedir. Baş görev ülkemizde sömürgeci boyunduruğu ve onunla birlikte tekelci kapitalist sömürü düzenini ortadan kaldırmaktır.

Ülkemizde milli ve toplumsal kurtuluş sıkı sıkıya birbirine bağlanmıştır. Bağımsız Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni kurmayı yakın politik hedef olarak belirleyen Partîya Komunîsta Kurdîstan – KKP’nin gayesi, milli demokratik halk devrimini zafere götürmek; bu devrimi sosyalist devrimle taçlandırmak ve onu nihai amacı olan sınıfsız sömürüsüz komünist düzene götürmektir.

KKP, sömürgeci Türk hâkimiyetinin ortadan kaldırıldığı tamamen özgür ortamda, kapitalizmi yıkmış sosyalist Türkiye’den ayrılma ya da birlikte kalmanın belirlenmesi için, Kuzey Kürdistan’da referanduma başvurmayı reddetmez. Referandum sonucunda eşit haklara sahip iki cumhuriyetli federasyon ya da bağımsız devlet olmaktan hangisi belirlenirse belirlensin KKP, Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve egemenlik haklarını titizce savunur. Ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel her bakımdan milli temelde gelişmesi için çalışır. Federal sosyalist birlik koşullarında merkezi yönetime eşit katılım ve merkezi yönetimin olanaklarını ülkemizin kalkınıp gelişmesi lehine daha fazla kullanmayı savunur.

Partîya Komunîsta Kurdîstan – KKP, parça parça bölünmüş olan ülkemizin ve milletimizin birliği ve egemenliği için mücadele eder. KKP, Kürdistan’ı çevreleyen Ortadoğu halklarının ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal işbirliği yoluyla yakınlaşması politikasını Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin temel bir dış politikası olarak yaşama geçirmeyi savunur.

KKP, koşulların ya da devrimin proletarya iktidarına yol açmaması halinde de milli egemenliğin proletarya iktidarına geçmesi için mücadele eder. Proletaryanın iktidarı en geniş halk sınıfları için demokrasi, burjuvazi ve destekçileri için kısıtlama ve yaptırım uygulama anlamını zorunlu olarak içerir. Koşullar proletarya iktidarının kurulmasına elvermez; sadece milli devletin kurulmasına imkân verirse bu devletin emperyalizmden ve sömürgeci devletlerden tam bağımsız ve demokratik olması için mücadele eder.

MİLLİ KURUCULUK VE SOSYALİZMİN İNŞASI

KKP, barış, demokrasi, özgürlük ve eşitlik ilkeleri temelinde kurulacak olan Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin milli kuruculuğu başarması, sosyalizme yönelmesi ve ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesi için aşağıdaki tedbirlerin yerine getirilmesini öngörür:

POLİTİK VE İDARÎ ALANDA MİLLİ KURUCULUK

* İlk etapta Kürdistan Milli Demokratik Halk Cephesi Güçleri’nce oluşturulacak olan bir Kurucu Meclis vasıtasıyla Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin Anayasası hazırlanacak ve Kürdistan halklarının oyuna sunulacaktır.

* TC devletinin Kürdistan’daki tüm idarî, siyasî, askerî, kültürel kurum ve mekanizmaları kaldırılacaktır. Valilik, kaymakamlık, muhtarlık gibi TC idari kurumları lağvedilecek; bu kurumlara ait herşeye el konulacak; bunların yerine Kürdistan devlet kurumları kurulacaktır. Türk ordusu, polisi, adliyesi vb. diğer sömürgecilik kurumları dağıtılacak, mallarına Kürdistan adına el konulacak; Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin mülkiyetine geçirilecektir.

* Kürdistan Kurucu Meclisi tarafından bir Geçici Devrim Hükümeti oluşturulacak ve Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin inşaası için acil devrim programı derhal uygulamaya konacaktır:

– Partimizin Kongre ve Merkez Komitesi düzeyinde merkez organlarınca belirlenecek ve zamana ve koşullara göre güncellenecek olan acil demokratik talepler programı çerçevesindeki halkımızın ivedi taleplerini içeren demokratik reformların henüz tamamlanamayanları derhal yerine getirilecektir.

– 18 yaşındaki her Kürdistan yurttaşının Halk Meclisi’ne ve yerel yönetimlere seçme ve 21 yaşındaki her Kürdistan yurttaşının seçilme hakkına sahip olması sağlanacaktır.

– Kürdistan yurttaşı olan herkese cinsiyet, ırk, dil, din ayrımı yapılmaksızın düşünce, inanç, söz, basın, örgütlenme, gösteri, seyahat ve ikamet özgürlüğü tam olarak gerçekleştirilecektir.

– Halkın kendi insiyatifi ile kurulan yerel Devrim Komiteleri yerel işçi ve halk meclislerine dönüştürülecek ve Kürdistan Birleşik Milli Devrim Konseyi’nin çatısı altında toplanacaktır.

– Tüm yerleşim birimlerinde yerel seçmenlerce ayrıca belirlenecek olan belediye örgütleri kurulacak; nüfus, evlenme-boşanma işlemleri ve belediyelere özgü öteki işlevler bunların bünyesinde çözümlenecektir; yerel yönetimlere en geniş özerklik tanınacaktır.

– İdarî sistemin tümünde yazılı arşivin yanısıra bilgisayar sistemi kurulacak; idarî işlemlerin en kısa sürede yapılması sağlanacaktır.

– TC devletinin bütün yasa, yönetmelik ve kararnameleri kaldırılacak; Kürdistan anayasası temelinde yeni yasalar oluşturuluncaya kadar devrim yasaları derhal yürürlüğe konacaktır.

– İç ve dış güvenliğin sağlanması için Kürdistan Halk Milisleri ve Halk Ordusu oluşturulacaktır. Var olanlar bunların bünyesine katılacaktır. TC devleti ve emperyalist devletlere ait olup derhal el konulan askerî üs, tesis, karargâh, garnizon, ordugâh, jandarma ve polis karakolu ve kalekollarından sağlanacak olan donatım Halk Ordusu ve Milisine devredilecektir.

– BM gibi kurumlara üyelik başvurusu yapılacak; insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, çevrenin korunması, hayvan hakları, iklim sorunları vb. gibi konularda yapılan uluslararası sözleşme ve antlaşmaların ilke ve kurallarına riayet edilecektir.

– TC devleti ve diğer devletlerin halkımız ve ülkemiz aleyhine imzaladığı tüm milletlerarası antlaşmalar, yaptığı taahhüt ve borçlanmalar derhal geçersiz ilan edilecektir. Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni tanımak koşuluyla bu antlaşmaların yeniden gözden geçirilebileceği; uygun olanların Halk Meclisi kararıyla yürürlükte kalabileceği bildirilecektir. Gizli antlaşmalar ilke olarak reddedilecek; hepsi kamuoyuna açıklanacaktır.

– Kurucu Meclis’in kabul edeceği bir Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu çerçevesinde Kürdistan’daki tüm milli – yurtsever veya TC’den bağımsız partilerin, kitle örgütlerinin, devrim komitelerinin ve azınlıklar temsilcilerinin katılabileceği eşit, genel, gizli oy – açık sayım yöntemi ve barajsız, tek dereceli seçim ilkeleri temelinde Halk Meclisi seçimleri yapılacak ve Halk Meclisi kurulacak; Kurucu Meclis ve Geçici Hükümet’in işlevine son verilecektir. KKP, yasama ve hükümet kurma yetkisine sahip Kürdistan Halk Meclisi içinde yeterli güce sahip olur, tek başına ya da katılım veya ortaklığıyla bir hükümet kurabilirse, kurulacak olan yeni hükümet vasıtasıyla milli demokratik halk devrimi programının sosyalizm doğrultusunda uygulanması için mücadele edecektir.

Seçimlerde halkın yeterli desteği alınamadığı takdirde devrimin kazanımlarının korunması ve iktidarın demokratik yollardan kazanılması için komünist muhalefet yapacaktır.

* Kürdistan Anayasası, halk iktidarının niteliğini belirleyecek; halk egemenliğinin yasama, yürütme, denetleme ve yargı organlarının oluşturulmasını sağlayacak; dil, din, cinsiyet, milliyet farkını gözetmeden tüm Kürdistan vatandaşlarının insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alacaktır.

Anayasa oylamasında sosyalist Türkiye ile veya Kürdistan’ın başka bir parçasıyla federasyon konusu da oylanacak; oylama sonucunda federasyon lehinde sonuç çıkarsa; kendisiyle federasyon kurulacak olan devletle oluşturulacak Birleşik Federal Meclis’in Kuzey Kürdistanlı üyeleri de Kuzey Kürdistan Halk Meclisi seçimleri esnasında seçilecektir. Federasyon seçeneğinin kabul edilmesi halinde Birleşik Federal Meclisin hazırlayacağı Federal Anayasa da ayrıca referanduma sunulacaktır.

* Organik bütünlük içindeki Türk ve Kürt tekelci burjuvazisinin Kürdistan’daki ekonomik, sosyal, politik ve ideolojik güç aygıtlarına karşı amansız bir mücadele yürütülecek; bu güçleri temsil eden tüm TC ve karşı devrim partileri yasaklanacaktır. Kürdistan’da halkın yönetime katılımı ve denetimini sağlayacak olan tüm tedbirler alınacak; halkın tüm kesimlerine politik, ekonomik ve toplumsal örgütlenme hakları tanınacaktır. Temel önem taşıyan tüm konuların kararlaştırılmasında referandum ilkesi yaşama geçirilecektir. Devrim komitelerinin, işçi ve yerel halk meclislerinin işlevlerini yerine getirmeleri için gereken olanaklar sağlanacak, onların yerel ve merkezi yönetimdeki güç ve yetkileri artırılacaktır.

* Mahkemelerin bağımsızlığı, yargıç güvencesi ve savunma hakkı esaslarında demokratik bir Kürdistan hukuk sisteminin temelleri atılacak; bu amaçla ilk etapta devrim yasaları çerçevesinde işleyen ve sistemin olgunlaşmasıyla evrimleşen Kürdistan Halk Mahkemeleri kurulacak; yargı, adalet ve infaz sistemleri evrensel hukuk ölçütlerine uygun olarak düzenlenecektir. İdam ve müebbet hapis cezası gibi ceza türleri Kürdistan hukukuna dahil edilmeyecektir.

* Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin devlet ve yönetim aygıtlarının rüşvet, iltimas vb. yollarla yozlaşmaması, arpalıklara dönüşmemesi ve ayrıcalıklı bir bürokratik sınıf egemenliğine yol açılmaması için yönetimde sıkı halk denetimi esas alınacak, uygun tedbirler halkla birlikte bulunacaktır.

Devlet ve toplum yaşamında rüşvet, yolsuzluk, iltimas, adam kayırma, akrabacılık, hemşehricilik, havadan kazanç, avantacılık, hırsızlık, yankesicilik, vergi kaçakçılığı, yetkileri kötüye kullanma, kamu görevlerini özel ya da yakınlarının çıkarı için kullanma, kamu mallarını aşırma ağır suç sayılacaktır.

* Kürdistan’ın toprak ve siyasi birliğinin sağlanması için politikalar belirlenip hayata geçirilecektir.

EKONOMİK ALANDA MİLLİ KURUCULUK

* Kürdistan’da TC devletine ve her milletten tekelci kapitalistlere ait olanlar başta gelmek üzere bütün büyük kapitalist işletmeler, bankalar, sigorta şirketleri vs. zoralım yoluyla kamulaştırılacak; milli – toplumsal mülkiyetin uygun biçimlerine dönüştürülecektir.

* Aynı işlem Kürdistan madenleri, petrolleri, meraları, ırmakları, barajları vs. gibi zenginlik kaynakları; demiryolları, karayolları, havayolları ve hava alanları, limanlar, uçaklar, trenler ve gemiler gibi TC devleti veya tekelci sermaye mülkiyetinde olan işletmeler, mallar için de uygulanacaktır.

* Kamulaştırılan sanayi ve tarım işletmelerindeki geri teknoloji, yeni ve üstün teknoloji ile değiştirilecektir.

* Kürdistan’ın zenginlik kaynaklarını işletecek olan yeni sanayi kolları kurularak milli ekonominin güçlenmesi sağlanacak; merkezi, sektörel, yerel ve işletme düzeyinde planlarla ekonomik kalkınmanın planlı yürütülmesi gerçekleştirilecektir. Teknolojik devrimin yarattığı ”sanayi ötesi” tekniklerin ve bunların gerektirdiği üretim ve örgütlenmelerin geliştirilmesine çalışılacaktır.

* Üretim teknolojisi ve örgütlendirilmesinde geliştirilen yeniliklerin ekonominin milli ve toplumsal özellikleriyle bütünleştirilmesi ve ekolojik gerekliliklerle uyumlu kılınması için politikalar belirlenecek; teknolojinin ve yabancı sermayenin girişine ancak bu milli politikalar çerçevesinde izin verilecektir.

* Kamulaştırılan bankaların mali varlığı Kürdistan Halk Bankası’nda toplanacaktır. Kürdistan’ın kendi para birimi saptanacak ve Kürdistan Halk Bankası darphanesinde basılan milli paralar tedavüle sokulacaktır. Büyük çaplı iç ve dış ticaret kamusal – toplumsal işletmelerde yapılacaktır.

* Toprak, mera, koru vs. alım satımı yasaklanacak; üzerindeki büyük üretim araç, gereç ve tesisleriyle birlikte kamulaştırılan geniş topraklar üzerinde kollektif üretim ve mülkiyet düzeni kurulacaktır.

* Otlaklar, sürüler, besicilik, mandıracılık, arıcılık, hayvancılık ve bahçecilik gibi tarımsal faaliyetler kollektif işletmecilik temelinde geliştirilecek; balıkçılık ve avcılık kurallara bağlanacak; hayvan hakları gözetilecektir.

* Arsa ticareti ve spekülasyonu, emlakçılık kaldırılacak; konut alım – satımı ve kiralanması ile ilgili sosyal düzenlemeler yapılacaktır.

GENEL SOSYAL TEDBİRLER

Bağımsız Kürdistan’da tüm çalışanların özgürce sendikalaşmaları temel bir haktır; işçi ücretlerinin ve çalışma koşullarının, öteki sosyal hakların ve işletme planlarının belirlenmesinde ve işyerlerinin yönetiminde sendikalar ve işçiler söz ve karar sahibi olacak; grev ve toplu sözleşme hakları korunacaktır. İşçilerin devlet yönetimi ve denetimine katılmalarının mekanizmaları yaratılacaktır. Çalışma hayatının düzenlenmesinde ILO standartları asgari ölçüt alınacaktır. Yeni üretim teknikleri ve örgütlenmelerinin tercihinde işçilere daha kısa iş günü, daha fazla boş zaman sağlanması prensibi esas alınacaktır.

16 yaşından küçük çocukların çalıştırılması yasaklanacaktır.

İşsizlik ortadan kaldırılacak; işsizlik sigortasını da kapsayan bir sosyal güvenlik sistemi oluşturulacak; işçi sağlığı, kaza, sakatlık, emeklilik, yaşlılık ve annelik sigortaları sosyal güvenlik sisteminin içinde yer alacaktır. İş güvenliği teminat altına alınacaktır.

İş saatleri kademeli olarak düşürülecek; tüm çalışanlara uluslararası standartlar ölçüsünde ücretli izin, dinlenme, tatil ve emeklilik hakkı sağlanacaktır. Eşit işe eşit ücret ilkesi esas alınacaktır. Çalışmayan yemez düsturu kamu ahlâkının temeli olacaktır.

Herkesi kapsayan genel bir sosyal güvenlik ve sağlık sigortası oluşturulacak; sağlık hizmetleri toplumsallaştırılacak; hastahaneler ve diğer sağlık kurumları yaygınlaştırılacak; modern araç-gereçlerle donatılacak; tıp eğitimi geliştirilecek; koruyucu hekimlik uygulaması esas alınacak; halkın muayene, tedavi, bakım ve ilaç giderleri sağlık sigortası kapsamında karşılanacak; doktor ve diğer sağlık görevlilerinin sayısı, niteliği, çalışma ve yaşama koşulları iyileştirilecek; ilaç sanayii ve eczacılık kamu kontrol ve denetiminde tutulacaktır.

Borsa, tefecilik, faizcilik, her türlü rantiyecilik ve asalaklık bitirilecek; yeraltı ekonomisi, hırsızlık, sahtecilik, dolandırıcılık ve her türlü kaçakçılığın kökü kurutulacak; uyuşturucu ticareti, kara para, altın, uranyum vb. kaçakçılığı ile amansızca mücadele edilecektir.

Açlık, gizli açlık, yetersiz beslenme ve salgın hastalıklarla mücadele edilecek; gıda maddeleri üretim ve tüketiminde sağlık ilkelerine uyulması denetlenecektir.

Kürdistan devrim şehit ve gazileri, işkence kurbanları, TC devleti zindanlarında uzun süre yatmış siyasi mahkûmlar, sakat, dul ve yetimler, muhtaç ve aciz durumdaki hastalar, yaşlılar, kadın ve çocuklar ve Kürdistan’a sığınmış mülteciler halk devletinin koruması altında olacaktır.

Yer-yurtlarından zorla göçertilenlerin, politik mültecilerin ve sürgünlerin Kürdistan’a dönüşlerinde gereken her türlü yardım ve destek sağlanacaktır.

KADINLAR İÇİN POLİTİKALAR

Cinsiyet ayrımı tüm alanlarda ortadan kaldırılacak; kadınların Kürdistan’ın ekonomik, politik ve sosyal yaşamına daha aktif ve örgütlü katılması için gerekli tedbirler alınacaktır. Çalışma yaşamında eşit işe eşit ücret dahil tam eşitlik sağlanacak; doğum öncesi ve sonrası ücretli / ücretsiz izinler ve işine dönme hakkı teminat altına alınacaktır.

Kadınlar üzerindeki aile içi ve toplumsal yaşamdaki her türlü baskı, ayrımcılık ve şiddet suç sayılacaktır. Çok kadınla evlilik, başlık parası, beşik kertmesi, berdel, kadın kaçırma, fuhuş ve kadın ticareti vs. gibi kadını aşağılayan her türlü toplumsal gerilik ve hastalığın aşılması için gereken tüm tedbirler alınacak; kadının ekonomik-sosyal bakımdan erkeğe bağımlılığı yok edilecektir.

Kadınlara sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda tam eşitlik sağlanacatır. Bunun için kadın örgütleri başta olmak üzere kitle örgütleriyle ve belediye örgütleriyle birlikte özel politikalar saptanacak ve uygulanacaktır. Her türlü devlet ve toplum yönetim organına kadınların etkin katılımını sağlamak üzere teşvik tedbirleri alınacak, gerekli koşullar yaratılacaktır.

Kürdistan ulusal demokratik halk devrimi aile, evlilik, boşanma, annelik, doğum ve çocuk yetiştirme konularında kadın lehine gerekli düzenlemeleri yapacak; kadın ve çocukların bedensel ve yaşamsal doğal hak ve çıkarlarını her şeyin üstünde tutacaktır. Eşlerin zoraki tek yanlı ya da karşılıklı bağımlılığını ve aileye köleliğini kaldıracak olan sosyal – ekonomik – kültürel tedbirler alınacaktır. Dinin toplum, aile ve kadınlar üzerindeki çağdışı baskısı ve otoritesi yerine uygar ilişkiler geçirilecektir.

ÇOCUKLAR ve GENÇLER İÇİN POLİTİKALAR

Çocukların bakımı, korunması, eğitimi ve yetiştirilmesinde toplumun, ailenin, anne ve babanın sorumlulukları eşittir. Toplum yaşamında çocuk haklarını esas alan milletlerarası sözleşmeler geçerli olacaktır. Çocukların her türlü istismarı şiddetle cezalandırılacak, büyüklerin ve ailenin çocuklar üzerinde baskılarını önleyecek tedbirler alınacaktır. Çocuklar Kürdistan’ın en üstün değeri ve geleceğidir. Çocuklar için yeteri kadar ana okulu, çocuk yuvası, kreş vs. açılacak, kimsesiz çocuklar Kürdistan halk devletinin bakım ve koruması altında yetiştirilecektir.

Çocukların okul öncesi eğitimi ve sağlığına önem verilecek; bunun için gereken araç, gereç, personel ve kaynak temin edilecek, kurumlar oluşturulacaktır. 8 yıllık temel eğitim zorunlu olacak; ilk öğretimden yüksek öğretime kadar bütün eğitim kademeleri parasız olacak; bütün Kürdistan çocukları ve gençlerinin eğitim – öğretim görmeleri hedeflenecek; yetişkin eğitimi teşvik edilecek ve yurdun her tarafına yaygınlaştırılacaktır

Kürdistan’ın her yanında gençlik kültür merkezleri, meslek okul ve kursları açılacak; Kürdistan gençliğinin, kadınların ve yetişkinlerin yeniden-eğitimleri desteklenecektir. Kürdistan gençliğinin Kürdistan Komsomolu ve öteki gençlik örgütleriyle yurdun ekonomik, politik ve sosyal yaşamına daha etkin katılımı ve yönetimde rol alması sağlanacaktır.

Ergenlik çağında ve kimlik krizi dönemindeki gençlere tıbbi, psikolojik ve eğitsel destek sağlanacaktır. Eğitim ortam ve olanakları yaşlarına ve sorunlarına uygun olarak düzenlenecektir.

Çocuklara ve gençlere yönelik hiçbir ayrımcılığa fırsat verilmeyecektir. Onlar geleceğe tamamen özgür bir ortamda hazırlanacak ve seçme olanakları artırılacaktır. Çocuklar ve gençler özgür irade sahibi bireyler olarak yetiştirilecektir.

DİL – KÜLTÜR, EĞİTİM VE ÖĞRETİM POLİTİKALARI

Kürdistan Halk Cumhuriyeti’nin en önemli ve başta gelen zenginlik kaynağı insanımızdır. Kürdistan’da lağvedilen Türk eğitim teşkilâtı ve sisteminin yerine kurulacak olan milli demokratik eğitim sisteminde ders kitapları ”anadilde eğitim” ilkesine göre tüm dillerde yazılacak; ders kitaplarının Kürdistan’daki hiçbir halk ve dinsel topluluğu üstün ya da hakîr görmeyen bir anlayışla yazılmış olmasına dikkat edilecektir. Irkçılık, şövenizm, dinsel gericilik eğitim sistemine sızdırılmayacaktır. Din eğitimi Kürdistan devletinin belirlediği laik bir müfredat temelinde ve sıkı denetim koşuluyla değişik inançlardaki dini kuruluşların insiyatifine bırakılacaktır. İmam – Hatip Okulları, İlahiyat Fakülteleri, Kur’an Kursları, Kiliseler ve Cemevleri gibi din eğitimi ve ibadeti yapılan kuruluşlar devletten bağımsızlaştırılacak; ancak belediyelerin sıkı denetimine tâbi tutulacaktır. Din, tarikat ve mezheplerin Kürdistan’da radikal siyasal amaçlar taşıyan propaganda, örgütlenme ve faaliyetlerde bulunmamaları için gereken önlemler alınacaktır. Kürdistan Halk Cumhuriyeti bütün dini inanç, mezhep, tarikat ve cemaatler karşısında eşit mesafede olacaktır. Laiklik esasları temelinde bunlar arasında tercih yapılmayacak, birbirleri üzerinde hâkimiyet kurma, ötekini bastırma, hor ve hakîr görme ve ibadetlerini engelleme ya da varlıklarını yok etme girişimlerine meydan verilmeyecektir.

Eğitim ve öğretimde dayak ve şiddet içeren öteki cezalandırma yöntemleri yasaklanacaktır.

Yazılı, görsel ve işitsel basın ve yayın organlarının ve bunların yayınlarının milli ve toplumsal çıkarlar temelinde düzenlenmesine gidilecek; özel mülkiyet ve burjuva tekelleşmesi yasaklanacaktır. Belediyelerin, sendikaların ve öteki toplumsal örgütlerin özerk faaliyetleri özgür olacaktır. Her türlü basın-yayın kurumlarının toplumsal mülkiyet esaslarında yapılandırılması için önlemler alınacaktır.

Kürdistan’da bilimin gelişmesi, bilimsel araştırma kurumları ve yüksek okullar açılması ve bilgi toplumu olmak için gereken her şey yapılacaktır. Her türlü kültürel, folklorik ve sanatsal çabalar desteklenecektir. Kürdistan’ın tarihi eserleri onarılıp korunacaktır.

Türk sömürgeciliğinin Kürdistan’da değiştirerek Türkçeleştirdiği tüm yer adları, coğrafi isimler ve yerleşim birimi isimleri iptal edilecek, her yerin orijinal tarihsel adları iade edilecektir.

KDHC’nin resmi dili Kürtçe olacaktır. KDHC; Zazaca’nın yanısıra öteki parçalardaki Kürtçe lehçeleri arasında yer alan Sorani, Gorani ve Luri lehçelerinin Bağımsız Kuzey Kürdistan Halk Cumhuriyeti’nin üniversitelerinin Kürdoloji bölümlerinde öğretilmesini sağlayacaktır. Eğitim ve yazım dilinin tekleştirilmesi çabalarını destekleyecektir.

Ülkemizde yaşayan halkların dil ve kültür zenginlikleri Kürdistan’ın ulusal zenginliğidir. Hepsi Anayasal güvence ile korunacaktır. Tüm halklar, çoğunlukta bulundukları yerlerde kendi ana dilleri ile eğitim ve hizmet görecek, bunun yanısıra okullarda Kürtçe öğretilecektir. Kürtçe’nin lehçeleri halkımız için eş değerde zenginliklerdir; geliştirilmeleri Kürdistan Halk Cumhuriyeti’nin görevidir. Yok olmak tehlikesiyle yüzyüze olan dillerin korunması ve yaşatılması için özel önlemler alınacaktır.

Kürdistan’ın bütün parçalarının federal ya da merkezi bir devlette birleştirilmesi hedefi saklıdır.

DOĞAL ÇEVRENİN, TARİHİ ve KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASI

Sömürgeciler sistemli biçimde ülkemizin tarihi ve kültürel değerlerini ve doğal güzelliklerini yok etmekte; ekolojik dengelerini bilinçli olarak tahrip etmektedirler. Daha şimdiden ancak Bağımsız Kürdistan Halk Devletinin çözebileceği devasa bir ekolojik felaket vardır. Bağımsız Kürdistan’da Kürdistan’ın tarihsel ve kültürel değerlerinin yaşatılması; doğanın ekolojik dengelerinin korunması; iklim değişikliklerinin önlenmesi, insan haklarının savunulması; hayvan haklarına saygı gösterilmesi; gökyüzü, uzay, denizler, nehirler ve kutuplar üzerinde milletlerarası çıkarların gözetilmesi temel alınacaktır. Bu konularda alınmış milletlerarası kararlara uyulacak; başkalarının uymasına titizlik gösterilecektir. KKP; bilim ve tekniğin, büyük ırmak, deniz ve okyanusların, kutupların ve uzayın, Ekvador ormanlarının vb. doğal zenginliklerin hiç kimseninin özel tasarrufu ve keyfi kullanımı altında olamayacak ortak zenginlikler olduğunu kabul eder.

KKP ekoloji, enerji, ulaşım, haberleşme, kentleşme, imar, altyapı, turizm konularında aşağıdaki politikaları izleyecektir:

* Üretim ve tüketimde temel doğal, yaşamsal, ekolojik, toplumsal ve insani gerekler esas alınacaktır. Göl, nehir, mera, koru, orman, yayla ve çayırlıklar korunacak; kamu yararına değerlendirilecek; doğanın ve doğal, kültürel, tarihsel zenginliklerin korunması için ekolojik politikalar saptanacak ve uygulanacaktır.

* Kimyasal tarım ilaçları ve temizlik malzemeleri türünden zararlı maddelerin üretimi, tüketimi, Kürdistan’a sokulması kısıtlanacak ve denetim altında tutulacaktır

* Milli ölçekte enerji, ulaşım, iletişim poltikaları saptanacaktır. Elektrik hizmetleri Kürdistan’ın en ücra yerlerine kadar götürülecektir. Demiryolları, hava yolları, nehir ve göl trafiği ve öteki kitle taşıma yol ve araçlarına öncelik verilecek; toplumsal bir trafik düzeni sağlanacaktır. Kürdistan posta ve haberleşme sistemi kurulacak; TC’nin posta ve haberleşme sistemi Kürdistan lehine müsadere edilecektir.

* Yerleşim yerlerinin doğal afetlerle hasarı ve yıkımını önlemek için imar ve yerleşimde modern, bilimsel yöntem ve gereçler kullanılacak; Kürdistan yeni baştan imar ve inşa edilecektir.

* Kentleşme sorunu yeni imar politikaları çerçevesinde planlı, modern bir şehircilik anlayışıyla ele alınacak; ulaşım, hava, toprak ve suların temizliği, yeşil alanlar, konut, parklar, su ve enerji ihtiyacı, şehir estetiği, çalışma ve alışveriş, kültür – eğitim, spor ve sağlık tesisleri gibi tüm temel gereksinmeler gözönünde bulundurularak çözümlenecektir. Sanayi ve tüketim artığı çöplerin yaratacağı kirliliği ve sağlık sorunlarını önleyici önlemler alınacaktır.

* Tüm köy ve mezralara yol, su, okul, sağlık evi ve kütüphane götürülmesi sağlanacak; var olanlar iyileştirilecektir.

* Milli turizm politikaları belirlenecek, Kürdistan turizminin gelişmesi sağlanacaktır.

MİLLİYETLER VE TOPLULUKLAR SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ; İNANÇ VE İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ

* Kuzey Kürdistan’da yaşayan Ermeni, Azeri, Asuri, Arap, Türk halklarının topluca bulundukları bölgelere özerklik tanınacak; ülke yönetimine tam hak eşitliği ilkesiyle katılmaları sağlanacak; soykırımdan kurtulmak amacıyla ya da zorla göçertme yüzünden ülkeyi terk etmek zorunda bırakılan Ermeni, Süryani ve Êzidîlerin yurda dönüş istekleri karşılanacaktır.

Kürdistan’da yaşayan halkların bütün milli ve demokratik hakları Kürdistan Anayasası’ndaki temel ilkeler dahilinde tanınacak; kendi dili ile eğitim-öğretim, ibadet yapmalarına, mahkemelerde ve devlet dairelerinde dillerini konuşmalarına imkân sağlanacak; kendi yazılı basın, radyo, tv, sinema, tiyatro vb. araçlarını oluşturmalarına destek olunacaktır.

* Kürdistan Halk Cumhuriyeti’nde dilencilik, falcılık, büyücülük, kan davası, din sömürüsü ve mezhep ayrımcılığı ile mücadele edilecek; çok evlilik önlenecek; din ve devlet işleri birbirinden ayırdedilecek; TC Diyanet İşleri ve onun uzantısı müftülük vb. kurumlar lağvedilecek; Kürdistan’da her din ve inanca sahip insanların kendi din ve inançlarının gerekleri inananların kendilerine bırakılacak; tüm inançlara hak eşitliği, ibadet ve inanç özgürlüğü teminat altına alınacaktır.

KÜRDİSTAN HALK CUMHURİYETİ’NİN DIŞ SİYASETİ

* KKP Kürdistan’ın paylaşılmasını düzenleyen bütün devletler arası antlaşmaları reddeder. Bağımsız Kürdistan devleti ilk iş olarak bütün bu anlaşmaları yırtıp atacaktır.

* Emperyalistlerce dünyanın yeniden bölüşümü ve halkların köleleştirilmesine, her türlü emperyalist müdahale, saldırı ve ambargoya, emperyalistler arası bütünleşme ve bloklaşmalara karşı çıkılacak; dünya işçi sınıfının ve halklarının çıkarları, enternasyonal birliği ve dayanışması temelinde anti faşist, anti emperyalist, anti kapitalist, anti sömürgeci bağımsız bir dış politika yürütülecek; dış politikada Kürdistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin çıkarları esas alınacaktır.

Militarizme, nükleer ve biyolojik, konvansiyonel ve kimyasal silahlanma yarışına karşı mücadele edilecek; silahsızlanma, askeri güç indirimi ve giderek orduların tasfiyesi uğruna mücadele edilecektir.

Dünya genelinde anti emperyalist barış politikası izlenmesi temel alınacak; başta bölgemiz olmak üzere tüm dünyada halkların barış içinde bir arada yaşaması politikası izlenecektir. Ülkelerin dış güvenlik haklarına saygı gösterilecek; iç işlerine emperyalist müdahalelere karşı çıkılacaktır. Karşılıklı yarar temelinde diğer devletlerle ikili ya da çoklu ekonomik, ticari ve diplomatik ilişkiler kurulacaktır.

Dış politikada Kürdistan’ın milli çıkarları yanında işçi sınıfının milletlerarası çıkarları gözetilecek; halkların sömürüye, milli esarete ve sömürgeciliğe, her türlü milli baskıya karşı meşru direnme hakları ve kurtuluş mücadeleleri desteklenecektir.

ENTERNASYONALİZM POLİTİKAMIZ

Mevcut ya da kurulacak olan anti emperyalist, sosyalist ülkeler bu programda konan ilkelerimizden taviz vermeden desteklenecek; bunlarla ortak dış politika, ekonomik – kültürel işbirliğine özel önem verilecektir. Bütün ülkeler işçilerinin her türden mücadelesi ve ezilen halkların milli kurtuluş mücadeleleri aktif olarak desteklenecektir.

Kürdistan Halk Cumhuriyeti’nde komşu halklarla bağımsızlık ve eşitlik temelinde dostluk ve işbirliğine önem verilecektir. Öteki komşu halklara karşı düşmanca duyguların gelişmemesine özen gösterilecektir.

Partîya Komunîsta Kurdîstan – KKP, programındaki hedefleri gerçekleştirmek amacıyla, Kürdistan’daki tüm komünistleri, sınıf bilinçli işçileri partimiz saflarında yer almaya çağırır.

* * *

ACİL DEMOKRATİK TALEPLER SORUNU

MİLLİ DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ PROGRAMIMIZ ”milli mesele”nin stratejik çözümü konseptine göre hazırlanmıştır. Kürdistan’da Türk sömürgeci egemenliğini ortadan kaldırmak ve bağımsız Kürdistan’ı kurmak stratejik hedefine odaklıdır. Ancak halkımızın bu hedefe ertelenmeyecek ağır, acil sorunları vardır.

Türk sömürgeci sisteminin Kürdistan’dan sökülüp atılmasından önce çözülmesi gereken politik, ekonomik, sosyal taleplerin tümü acil demokratik taleplerdir. Bunlar zamana ve koşullara göre sürekli değişmekte, artmakta, çeşitlenmektedir. Bunu gözönünde bulunduran partimiz Acil Demokratik Talepler programını bu programdan ayrı yapmayı uygun görmüştür. Gerektiğinde yeniden güncellenecek bu Acil Demokratik Talepler Programını Merkez Komitesi hazırlayacaktır.

Acil Demokratik Talepler Programı, stratejik hedefe giden yolda taktik hedefleri kapsar. MİLLİ DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ PROGRAMIMIZ‘ın yerine ikame edilemez. MDHD programımızla bütünlük içerisinde, stratejik hedefleri gözden kaçırmadan ele alınır ve uğruna mücadele edilir.

* * *

Açıklamalar:

* Bu program 25 – 26 Aralık 2019’da yapılan KKP 9. Olağan Genel Kongresi’nde Oybirliğiyle Kabul Edildi

* Kongre yeni seçilen Merkez Komitesi’ne programla uyumlu Acil Talepler Programı hazırlama görevini verdi.

Kimi bilgiler:

* PARTİYA KOMİNÎST A KURDİSTAN – KKP’nin ilk programı 4 – 6 Mart 1982’de Elazığ’da yapılan I. Kongre’de kabul edildi. Eylül 1985’te gerçekleştirilen II. Kongre’de tamamlanarak bütünlüklü hale getirildi. Bu programın temel konsepti “KKP”in yakın politik hedefi; Türkiye ve Türkiye Kürdistanı halklarının demokratik iktidarı ile birlikte, Türkiye Kürdistanı’nın da ulusal demokratik iktidarını kurmaktır” biçiminde formüle edilmişti. Program, federatif bir nitelik taşıyordu.

İkinci program Eylül 1990’da İstanbul’da toplanan III. Kongre’de kabul edildi. Programın temel konsepti “KKP”in yakın politik hedefi; Kuzey Kürdistan’da bağımsız KÜRDİSTAN HALK CUMHURİYETİ’ni kurmaktır” biçiminde netleştirildi. KKP, III. Kongre’siyle TKEP’ten ayrıldı. İlk tüzük de bu kongrede kabul edildi.

Üçüncü program Ekim 1998’de İstanbul’da toplanan IV. Kongre’de kabul edildi. Bu programla ulusal sorunun federatif çözümüne yeniden dönüldü. Bu programın anahtar cümlesinde, “KKP; yakın politik hedef olarak federasyonu amaçlar” ifadesi yazıyordu.

24 Mart 2016’da tamamlanan VI. Kongre’de programın değiştirilmesi kararı alındı. Ancak bazı zorunlu nedenlerle 6. Kongre’nin öne koyduğu “Program ve Tüzüğümüz üzerinde gerekli değişikleri yapmak görevi” 9. Kongre’ye ertelendi. 16 Eylül 2018’de yapılan IV. Genel Konferans 9. Kongre’nin 2019 sonlarına doğru yapılmasını kararlaştırdı. Bir Program ve Tüzük Komisyonu oluşturdu. Komisyon’un hazırladığı program taslağı hem parti üyeleri ve taraftarlarının hem genel devrimci kamuoyunun görüşüne sunuldu. Program hakkında üyelerden ve devrimci çevrelerden gelen eleştiri ve öneriler kongrede tek tek ele alındı ve oylandı. Program taslağını ciddiye alan herkesin görüşleri kongreye yansıtılmış oldu. Bunların kimileri kabul edildi ve programa yansıdı. Bu yönüyle program kollektif bir çalışmanın ürünü olarak şekillendi.

Yeni KKP Programı, partinin tüzüğünü göz önüne almadan tam anlamıyla değerlendirilemez. Bu ikisi arasında kopmaz bağ vardır. 9. Kongre KKP tüzüğünü baştan başa yeniledi. Bütün maddeler üzerinde tek tek oylama yapıldı.

Yeni KKP Tüzüğü programla birlikte yayınlanmaktadır.

Diğer Başlıklar

DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (5) Hamit BALDEMİR

DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (5) Hamit BALDEMİR Kürdistan Bağımsız olmadan Demokratik Türkiye Mümkün Değildir Bizim ülkemiz …

DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI! Hamit BALDEMİR

DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (4) Dünya devrimci hareketin ve reel sosyalizmin deneyimi gösteriyor ki, böyle kısa …

DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (3)

DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (3) Proletaryanın Devrimciliği ve Komünist Parti Koşulu Proletaryanın, toplumsal üretimdeki yer ve …

DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (2)

DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (2) İlk insanın üretim faaliyeti.İlkel dönemin üretim araçlarının gelişimi ile somutluk kazanan …