dünyada yaşanılan ırkçılık, yoksulluk, kadın cinayetleri ve o dünya ülkelerindeki sosyalistlerin hatta devrimcilerin duruşu!!!
insanlar bir taraf da pandemiyle sınanırken..diğer taraf da açlıkla öldürülüyorlar. ve bir diğer taraftan da savaş ile insanları, doğayı ve yaşamı tüketmekteler.. ve hepsinin altında kapitalizmin kâr hırsı, kendini var-etme vardır. kapitalizm çarkını döndürürken…
sosyalistler ne yapar merak ediyoruz haliyle..ne yaptıklarını gerçekten bilmiyoruz. ne zamana kadar ‘izleyici’ durumunda çıkacaklar onu da bilmiyoruz.
ortadoğu üzerinden türkiye’ye değinerek anlatmak isterim bir kısmını..
ortadoğu sadece türkiyenin değil dünyanın gözünü diktiği ve akıtılan her damla kandan sorumlu oldukları bir coğrafyadır. orada yaşayan insanların canı, onuru, gururu, evi, ailesi, çocukları, ve çocukları için bir gelecek planı, geçimini sağlayacak tarım ve çiftlikleri, umutları, sevdaları ve yaşama dair ne varsa..onlarda yokmuş gibi bakıldığu bir yer oldu hep. onlara kötülük adına ne varsa herşeyi hak ediyorlarmış gibi bakılmaktadır savaşın ekmeğiyle beslenenler.
oysa ki, o coğrafya medeniyet ve zenginlikler coğrafyasıdır. ve herkes, hepiniz/hepimiz gibi insanca yaşamak istiyorlar.
zulüm ve kan insanı, doğayı ve bütün canıları ne hale getirdiğini, yaşayarak öğrenmek gerekmiyor anlamak için.. bu zulmü yapanların nasıl birer yaratık olduğu, akıllarına gelmiyor zulmün parçası olduklarının farkında olmayanlar.. hatta o zulüm ile karınlarını doyurduklarınında!!
çünkü ‘‘siz insansınız, ama onlar insanlıktan çıkmış olanlardır’‘ sizin için. ‘‘siz’‘ derken, her düşünce, inanç ve etnik kimliği kapsıyor maalesef!
mesela suriye’liler türkiye’ye geldiklerinde, ilk tepkiyi ne yazık ki sosyalist olduklarını iddia edenler vermişti. yani ben onlardan duymuştum. “bunlarla (suriyelileri kastederek) yaşanmaz! bunlar insan olamaz vb.” yaklaşımlarla.. ve sonrasındaki gizlenmeyen ırkçılık ve cinsiyetçilikle devam etti..tc. vatandaşlarının saldırıları.
kapitalizm kâra, kana ve zulme asla doymaz. doymayacaktır da. yıkmak yıktığını bir diğerini öldürerek yeniden yapmak, erk-devlet ve iktidarla var olan üretim biçimidir. sevgi hiçbir zaman yoktur. insanın sol yanında vurmuştur hep. ve kadına düşmandır. ama kadın bedenini de pazarlamaktan hiçbir zaman geri durmamıştır. bununla birlikte kadın bilincinden korkar. ve aslında bütün sistemleri korkutur kadın bilinci.
ya sosyalistler ne yapar…türkiye‘dekilerinin durumu suriye‘lilere bakış açısının dışında değildir ne yazık ki!! peki dünya genelinde farklımıdır?
hayır değil!!
gerçekten değil!!
kendi sistemleri onları nasıl vurup ve tutuyorsa. onlarda mültecilere karşı böyledir. mülteciler diyorum. çünkü, insanı olmanın duruşunu belirleyen bir konudur mültecilik. ki başlı başına ele alınması gerekiyor. kapitalizmin canavarca saldırdığı topraklarında, darmadağın olan hayatlar karşısında sosyalistlere, dünya haklarına düşen sorumluluklar..ve gerçeklikler…!
mesela küçük bir ayrıntı; anarşistlere hep farklı bakmışımdır. evet iktidara oynamazlar (zaten gerek de yoktur.) yaşamı kuralsız yaşamak isterler. ama insanı insan olarak görürler. yani burda da politik anlamda ‘‘temiz’‘ bulduğum kesimdir anarşistler. ve demem şu ki; kapitalizm tek başına kendini var etmiyor.
birleşmiş milletler’i oluşturan üye ülkelere bakalım..evet sosyalist değiller..ama biliyormusunuz insan hakları evrensel birdirgesi birleşmiş milletler tarafından çıkarıldı.
çok acı değilmi.. peki birleşmiş milletlere bağlı üye ülkeler bunca zulüm ve kandan sorumlu değillermi?? birde ‘‘uluslararası af örgütü’‘ var!! aman tanrım!! nerden baksan elimizde kalacak!
herşeye rağmen, her koşulda direnen, savunan ve zalimlerin karşısında durmak için büyük emek veren kurumlardan biri insan hakları savunucuları ve kurumlarıdır.
içinde bulunduğum ve parçası olduğum için değil, ama gerçektende insan hakları savunucuları umuttur zulme karşı duruş da. tabiiki yeterli değildir.
ve kadınlar..her güne cinayetlerle başlayan kadınlar. direnişi, mücadeleyi yaşamlarının her alanlarına taşımak zorunda olan kadınlar..bütün renklilikleriyle, dayanışmasıyla yaşama umut olan kadınlar..
ve kürt kadınları..zulmün, zalimin karşısında özgürlük, direniş ve yaşam bütünlüğünün en güzel örneği olan kadınlar…
kulağıma fısıldayan, güncelliğini yetirmeyecek olan ışıl özgentürk’ün kürtler ve kürt kadınları ile ilgili yazısına değinmeden geçmemek gerekiyordu.
üstün ırk ve devletin çizdiği sınırlar çerçevesinde, devletinin bakış açısıyla kürt kadınlarının yaşadıklarını, yaşatanın diliyle anlatmaya kalkışayım derken..kim olduğunu bir kez daha hatırlatan..
erkekler ve üstün olduklarnı düşünen inanç-ırk sahipleri kötü olan herhangi birşeyi anlattıklarında kadınları, kürtleri, ermenileri ve alevileri örnekliyerek anlatırlar. o yazıda da durum farklı değildi!
ve sosyalistlerin duruşu…!
ve kürtler..
bütün çarpıklığa, zulme ve kendi içindeki düşmanlaştırmaya ve yanlızlaştırılmaya rağmen direnişin öznesi olan bir halktır.
ve sosyalislerin kürtlere bakışı..!
tekrar konuya dönersek..kapitalizm karşısında eşitliği, özgürlüğü, insan olmanın öznesini savunmak ve yaşamı var etmek için, önce kendimizden başlayalım. ‘‘bir diğeri (bütün canlılar) asla benden geri ve benden az haklara sahip olmaması için, var gücümü vermek zorundayım’‘ demek gerekiyor. birde şu örgütler gerçekten işe yaramaz kaprisleri, grupçuluğu ve zamana oynamalarına bi son verseler.?
unutmayalım ki;
faşizm her yerde besleniyor. olmadığımız her yerde. karşı çıkmadığımız haksızlıklarda, sustuklarımızda, ciddiye almadıklarımızda, ‘‘o kadar da olmaz’‘ dediğimiz ne varsa orada besleniyor. ve tarihi irdelerken burnunuzun ucundaki faşizmi görememekte vebalin en ağırıdır!! mesela rusya çarlığını teoride yerle bir edip, cumhuriyet öncesi (ermenilere) ve kuruluşundan bu yana (kürtlere) yapılan soykırım ve katliamları görmemekte..bir kısım değil, çoğunluğunu kapsayan sosyalistler bilin ki..tarih sizi de affetmeyecek!
sosyalistler gerçekten devrim yapacaklarsa..öncelikle eteklerindeki ırkçılığa-halk düşmanlığına ve kadın düşmanlığına varan taşları dökmeden, ve girdikleri kuytu köşelerinden çıkmadığı sürece, işlenen bütün insanlık suçlarında suç ortaklığı yapmaya devam edeceklerdir. ve devrim de hayal olmaktan öteye gitmeyecektir.
sakine türkmen
27 Ekim 2020
Home / Gençlik / dünyada yaşanılan ırkçılık, yoksulluk, kadın cinayetleri ve o dünya ülkelerindeki sosyalistlerin hatta devrimcilerin duruşu!!! -sakine türkmen
Diğer Başlıklar
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (5) Hamit BALDEMİR
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (5) Hamit BALDEMİR Kürdistan Bağımsız olmadan Demokratik Türkiye Mümkün Değildir Bizim ülkemiz …
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI! Hamit BALDEMİR
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (4) Dünya devrimci hareketin ve reel sosyalizmin deneyimi gösteriyor ki, böyle kısa …
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (3)
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (3) Proletaryanın Devrimciliği ve Komünist Parti Koşulu Proletaryanın, toplumsal üretimdeki yer ve …
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (2)
DEVRİMCİ KİŞİLİK SORUNLARI (2) İlk insanın üretim faaliyeti.İlkel dönemin üretim araçlarının gelişimi ile somutluk kazanan …