İskoçyanın başkenti Glasgow da 26.sı düzenlenen İklim Değişikliği, BM Çevre ve Kalkınma Konferansı üzerine NECATİ GÜLER’in yazısını Denge Kürdistan yayın Kollektifi olarak yayınlıyoruz. Okunması ve paylaşılması arzusuyla…
Roma ve Glasgow da Oynanan Tiyatro!
„Kriz Sizsiniz! Doğa‘nın korkunç tahribatının başlıca sorumlusu sömürgecilik ve emperyalist metropoller‘in tüketici topluluklarıdır !“ Fidel Castro
Radyo da dinlediğim bir arştırma sonucuna göre; Dünya üzerinde yaşayan bütün insanlar‘ın tüketim seviyesi Almanya yurttaşlarının tüketim seviyesine (Sağlıktan, eğitim, spor, tatil, barınma, iletişim, ulaşım ve beslenmeye kadar) çıksa mevcut yerküre gibi üç taneye ihtiyaç olacakmış!
Geçtiğimiz hafta Roma da bir araya gelen G20 ülklerinin toplam tüketimi ve yarattığı çevre kirliliği Dünyanın geri kalanından daha fazla. Ama hem Roma da hemde Glasgow da konuşan Dünyanın Emperyalist/Kapitalist efendileri bu konularda sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi kameralara gülümseyip, „şirinlik“ gösterilerinde bulunuyorlar. Açıkça; „Evet iklim değişikliği ve gelir eşitsizliğine açil çözümler gerekli!“ diyorlar ama, çözüm için gerekli olan bedeli kimin ödeyeceğini yada kime ödettirileceğini söylemiyorlar…
Anti Kapitalistler, Anti Emperyalistler yıllardır yoksulluktan çevre kirililiğine, savaşlardan göç sorununa kadar bütün sorunların bir biri ile bağlantılarına dikkat çekiyor ve bunun sistemden bağımsız ele alınamayacağını söylüyorlar. Bugünde aynı şeyi söylemeye devam ediyoruz. Sorunun kaynağı kar uğruna Doğal kaynakları yağmalayan Emperyalist- Kapitalist sistemin taa kendisidir. Aşırı üretim ve aşırı tüketim sarmalına bağlı olarak ayakta kalabilen bu sistem değişmediği sürece diğer felaketler (açlık, savaş, göç ve pandemi) gibi iklim felaketine de kalıcı bir çözüm mümkün değildir. Bu söylemimiz, bu günden yapılanların bir faydasının olmayacğı, herşeyi sistemi yıkana kadar ertelemek gerektiği anlamına gelmez. Bilakis her platformu kullanarak insanlara gerçekleri anlatarak bugünden aktif bir mücadele yürütülmelidir. Mücadelemiz Kapitalist yağmacıları belki durdurmaya yetmeyecektir, ki yetmiyor ama, en azından yağmanın hızını yavaşlatabiliriz.
Sosyalistlerin, Anti Kapitalist, Anti Emperyalist devrimcilerin çevre/iklim konusunda duyarlı olmadıkları propagandaları koca koca yalan ve haksız suçlamalardır. Bunun en güzel örneği Küba Devriminin Lider Fidel Castro ve Küba‘nın kendisidir. BM çevre örgütünün raporlarına göre; Dünyanın her ülkesinde orman alanları azalırken, ormanlık alanlarını arttıran tek ülke Küba‘dır. Bu güne kadar BM‘nin ilgili kurumları orman konusunda olduğu gibi, Küba‘nın çevreci bir çok projesini örnek projeler olarak ilan etmiştir.
Fidel Castro, 2016’daki ölümünden on yıllar önce, Dünyadaki doğal temel yaşam kaynakların yok edilmesinin akut/acil tehlikeleri konusunda giderek daha sıklaşan uyarılarda bulunmuştu. Fidel Castro‘nun 12 Haziran 1992’de Rio de Janeiro’da düzenlenen ve şimdi İskoçyanın başkenti Glasgow da 26.‘sı düzenlenen İklim Değişikliği, BM Çevre ve Kalkınma Konferansındaki konuşması, doğa ve toplum arasındaki ilişkiye dair en önemli Marksist belgelerden biridir. İlk cümlesi şöyle: „Doğal temel yaşam koşullarının hızla ve aşamalı olarak ortadan kaldırılması nedeniyle önemli bir biyolojik tür yok olma tehdidi altındadır: İnsan.“ Castro, failleri ise şöyle tanımlıyordu: „Doğal çevrenin korkunç yıkımının başlıca suçlusunun tüketim toplumları olduğuna dikkat çekilmelidir. Bunlar, eski sömürgeci metropollerden ve onların emperyal politikalarından çıktılar ve bu da bugün insanlığın büyük çoğunluğunu esaret altında tutan geri kalmışlığa ve yoksulluğa neden oldu.“ Ve devamla; „Bu ülkelerde yaşayan Dünya nüfusunun yüzde 20‘si, iklim koşullarını bozan, gözle görünen bir oranda „falekete etkileri“ olan, atmosferdeki gazları arttıran, Dünya çapında üretilen metal ürünlerinin üçte ikisini ve enerjinin ise dörtte birini tüketiyor.
Castro’nun bu konudaki konuşmasını dinleyen veya metnini okuyan herkes, küresel bir felaket ile karşı karşıya olunduğunu anlayabilir. Ve bu konuşmanın üzerinden 29 yıl geçmiş!
Glasgow da toplanan İklim Değişikliği, BM Çevre ve Kalkınma Konferansına BM üyesi ülkelerin hükümet yetkililerinin yanısıra çok sayıda sivil toplum kurumu ve aktivitsi de katılıyor. 25 bin insanın Glasgow‘a geldiği veya geleceği bekleniyor. İzleyebidiğim kadarıyla, katılımcıların hiç bir kanadı (anti kapitalist küçük gruplar hariç) açıkça iklim ve kalkınma meselesinin madalyonun iki yüzü olduğunu görmek yada söylemek istemiyor. Kökten çözümler yerine palyatif tedbirlerle ertelemecilik oynu oynuyorlar.
Daha doğrusu: İklim ve ekonomik kalkınma konusunda Kapitalizm, emperyalizm ve sömürgeciliğin sorumlu olduğu üzerine Küba‘nın devrimci önderi gibi açık konuşmaya yanaşmıyorlar. Ne diyordu Castro o kunuşmasında Emperyalist-Kapitalist ülkeleri kastederek, „Kriz sizsiniz!‘‘ İklim meselesi diyordu Castro, „aynı zamanda enternasyonalist bir sorundur.“
2 Kasım 2021
2000 yılında Fidel BM genel kurulunda konuşuyor