Denge Kürdistan Denge Kürdistan
İlgili Başlıklar
Dünün Zalimi
Suna hanım her zamanki rahatlığından uzak, gençliğinden kalma alışkanlığı olan dağ kekiğinden sabah çayını hazırlamaya koyuldu. Babası geldi aklına… kekik kokan dağlar, babasının bal kovanları göğsünde bir ağırlık olmuştu. Uykusuz geçen gece babası yanındaydı. Sanki çıldırmıştı yine annesinin katı kurallarından. Kızıyla dertleşmek istiyor… çayın fokurdayan sesiyle kendine geldiğini anladı, hayal dünyasında olduğunu. Neden geçmişine gittiğini ikili koltuğa bakınca anladı. Nihat yerinde yoktu. Arada boş olurdu… o zamanlar bilirdi… Nihat görevdeydi. Şimdi durum farklı, alışkın değildi ve Nihat’ın kendisinin tutuklanmasına. O tutuklardı… bir asker tüm devlet düşmanlarını tutuklar, işi bu… onlar gibi olmayan herkes bu ülkenin sokaklarında özgür dolaşmayı haketmiyordu… Kocasıyla gurur duyardı Suna hanım. İyi ki gece yarısı baskınında 3 çocuğu da uyanmamıştı, şanslıydı… Çünkü Nihat‘tan duymuştu defalarca sabah baskılarında komünistlerin çocuklarının korkudan nasıl çığlık attıklarını… Babası şimdi yanında olsaydı belki anlatırdı neler olduğunu, bu yaşadıkları şaka olamazdı! Nihat böyle şaka yapmaz… hem babasından da biliyordu, askerlerin böyle şaka yapmayacağını, babası da bir askerdi.
Cayından bir yudum aldı. Babası çıkmıştı artık aklından… koltuğa bakacak kadar güçlü değildi, orda olmayacağını bilsede görmek darbe gibiydi. Suna hanıma nasıl bir şeydi acaba darbeye kalkışmak kaç kisiyle yapılır, düşünüp duruyordu hem Nihat‘in rejim yıkacak kudreti vardı da neden ateşler içindeki kızını bırakıp göreve gidiyordu? bunları düşünürken iyice içerleniyordu Nihat‘a… yoksa bir komünistmiydi Nihat? 28 yıllık hayat arkadaşı kendini nasıl kandırmış olabilirdi? Göreve gidiyorum diye vatani bölmeye mi çalışıyordu? Komünistler öylemi yapar? Bir komünist arkadaşımda yok ki sorayım diye ah çekti… Babasına birazda kırılmıyor değildi, şimdi üniversite yıllarında tanıdığı komünistler vardı. Babasının ısrarıyla onlara selam bile vermezdi aslında. Dilan vardı sınıfında. Cana yakın, çok bilgili açık sözlüydü. Bu kadar iyi bir insan komünist olamaz diye kabul etmek istemezdi, ama öyle olmasa neden hep anarşistlere takılırdı ki? Hatta okul harcını kabul etmeyip, kaantinde devlete karşı gelip, harçlar kaldırılsın diye slogan atanların arasındaydı. İyi ki de arkadaş olmamışım diye gurur duydu kendisiyle. Bütün bunlar aklından geçerken çayını içti. Her zaman ki tadı yoktu çayın. Nihat‘tan halen haber yoktu. Sormak istiyordu ama nasıl? Polisler, cemaat mensubu demişti alırken…
Dünün zalimi bugünün mağduru olabilir ama asla masum olmaz…
Mehmet Emin Yazar
06 Ocak 2022
