İMHA SİYASETİNDE YENİ HALKA; GEZİ DAVASI!
2022 Newroz‘unun kitleselliği, artan hayat pahallığına, işsizliğe ve yoksulluğa karşı yüzlerce işyerinde süren direnişler faşist iktidarı fena halde korkuttu. 2015 Haziran ile Kasım arasında hayata geçirilen kontr-gerilla şiddetinin bir başka versiyonu için düğmeye basıldığını biliyoruz artık. Amed, Suruç ve Ankara bombalı katliamları İŞİD‘e yüklenmiş devlet organizasyonları olduğu mahkemelerce de ortaya çıktı. O günlerde Gezi’nin de etkisiyle kabaran Kürt-Türk birleşik kitle hareketi olağanüstü bir düzeyi yakalamış ve TC eğemenlerine korku salmıştı. Ne pahasına olursa olsun, yükselen kitle hareketleri durdurulmalı ve sindirilmeliydi. Sonrası biliniyor… Arka, arkaya patlatılan bombalar ve korkunç bir kırım ile korkutulup sindirilen barışçıl kitle hareketlerinin geriye çekilmesi… Kürt ve Türk demokrasi güçlerinin birleşik mücadelesinin, sokak ayağının kesilmesi hedeflenmektedir…
Devamında onlarca Kuzey Kürdistan şehrilernin yerle bir edilmesi, yüzbinlerce insanın yerlerinden sürülmesi, bodrumlar da canlı, canlı insan yakmak da dahil binlerce insanın katledilmesi ile Kuzey Kürdistan şehirlerindeki kitlesel sokak hareketiliğin geriletimesi aşamasına geçilmişdi. Çok önceden hazırlanıp devletin çekmecelerinde hazır tutulan, „çökertme planı“ uygulanıyordu. Faşist Bahçeli, „taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmayacak“ diyordu… Öylede oldu. Bugün Ukrayna‘nın yerle bir olmuş şehirlerin görüntülerinden daha kötüsünü Nusaybin, Cizre ve daha onlarca Kürt kentinde gördük, yaşadık…
Sömürgeci Faşist devletin bütün bu zulmüne rağmen hedeflerine ulaşması mümkün değil, gelecekte de mümkün olamayacaktır… Faşist TC Devleti; ne Kürt sorununa barışçıl bir çözüm bulma ne de Türk ve Kürt yoksullarının ekonomik sorunlarına çözüm bulabilecek kabiliyete ve niyete sahip değildir. Onun uzmanlaştığı ve kaynaklarının büyük kısmını aktardığı tek alan savaş, militarist ve şiddet alanıdır…
Gezi davasının mahkeme kararlarını da bu kapsamda görmemiz gerekiyor. Gezi davasında verilen cezaların verdiği mesajı iyi okumamız ve doğru sonuçlar çıkararak ona göre politik bir hat belirlememiz çok önemlidir. Gezi davası kararı ile Faşist rejim, bir çok çevreye mesajlar vermiş ve esas niyetini/yol haritasını açıkça ortaya koymuştur.
Uluslararası alanda; kendince konjöktürel bir ortam yakalamış olmanın verdiği güvenle iç politikada ve Kürdistan‘da önüne koyduğu hedefine şiddet ve savaşla varmak istediğini açıkca ilan etmiştir. Gezi kararı ile diğer davalara yön verecek kararlar almanın altyapısını oluşturmak istemiştir. Örneğin;Kobani davası, HDP‘nin kapatılması gibi davalarda verilecek kararlara emsal teşkil etmeyi hedeflemektedir. Aynı dönemde, yani görkemli Newroz sonrasında başlatılan tutuklama furyası, cezaevlerinde anti-demokratik uygulamalar, işkenceler, baskılar, Güney Kürdistan‘a, Rojava’ya karşı başlatılan işgal saldırıları, Kobani ve Kamışlı da gerçekleştirilen İHA ve SİHA‘lı suikastlar… Bunların hepisi aynı hedefi işaret ediyor. Bu saldırılar, içerideki işçi, emekli, kadın, öğrenci ve bir bütün olarak demokrasi güçlerine karşı yoğun faşist şiddeti ve Güney Kürdistan ile Rojava parçalarına yönellikte savaşın yoğunlaştırlıması yönündedir.
Xeta Sor olarak, sömürgeci faşist devletin bağımsız olmayan, faşizmin sopası dışında hiç bir fonksiyon taşımayan, kukla mahkemelerinin verdiği Gezi Davası kararlarının bu açıdan değerlendirilmesi ve buna göre ekonomik, sosyal ve politik mücadelelerin yürütülmesinin araçlarının yaratılmasını acil görevlerimiz olarak görüyoruz. Kuzey Kürdistan ve Türkiye demokrasi güçlerini, halklarımızı, işçi sınıfını ve tüm emekçi güçlerini buna uygun bir tavır almaya çağırıyoruz.
Bu çerçeve de; Gezi kararlarını tanımayacağımızı, geri adım atmayacağımızı, mahkeme kararının iptal edilerek, başta Osman Kavala olmak üzere tüm Gezi davası tutsaklarının derhal serbest bırakılmasını…
Kobani davasının derhal durdurulmasını…
HDP‘yi her koşulda sahipleneceğimizi…
Gözaltı ve tutuklama terörüne son verilmesini…
Öncelikle hasta tutsaklar başta olmak üzere bütün politik tutsakların serbest bırakılmasını…
Cezaevlerinde ki baskı ve işkencelere son verilmesini…
Zamların geri alınmasını…
Emekli, memur, işçi ve tüm çalışanların ücretlerine enflasyon üzerinde zam yapılmasını…
Sömürgeci ve işgalci TC devletinin Kürdistan‘ın diğer parçalarına yönellik işgal ve katliamlara son verilmesini yüksek sesle haykırmalıyız.
Gün, geri çekilme günü değildir; gün bütün demokrasi ve emek güçleri olarak Faşizme karşı mücadelleyi yükseltme günüdür.
Faşizme, Savaşa ve İşgale Karşı Omuz Omuza!
XETA SOR
Yürütmesi
26 Nisan 2022