Çarşamba , 12 Mart 2025
Home / anasayfa / KAMUOYUNA! XETA SOR

KAMUOYUNA! XETA SOR

Örgüt ve Önderliklerin Yanlıgılarının-Yenilgilerinin Bedeli Halkımızın Özgürlük Talebinden Vazgeçmesi Olamaz!

Sevgili Kürd ve Kürdistan halkları,
Tarihimizde sayısız isyan ve direniş vardır. Halkımız, 1830’lardan günümüze, kapitalist ulus-devletlerin ortaya çıkışından itibaren defalarca ayağa kalkmış, kendi topraklarında kendi devletini kurmak ve özgür yaşamak için büyük bedeller ödemiştir. Ödenen bedeller ne kadar ağır olursa olsun, halkımız hiçbir zaman ulus olmaktan kaynaklanan kendi kaderi üzerinde söz sahibi olma hakkından vazgeçmeyi düşünmemiştir ve asla bu yönde bir dayatmayı kabul etmemiştir. Yaşadığı her yenilgiden sonra, yaralarına tuz basmayı bilmiş ve bir sonra ki isyan için toplumsal önderlerinin işaretini beklemiştir.

Tarihteki pek çok isyan ve direniş, önderliklerin hata ve zaaflarından dolayı bastırılmış olsa da halkımız, ihanet edenler hariç, her zaman önderlerine, kahramanlarına minnet ve şükran duymuş ve onların hatıralarına her daim bağlı kalmıştır. Alişan Bey, Şex Sait, Seyit Rıza gibi yakın tarihimizin önderlikleri, yaşadıkları yenilgilerin ve trajedilerin bedellerini kendi hayatlarıyla ödemiş, ancak asla Kürdlerin bir ulus olduğunu, Kürdistan’ın kürdlerin ülkesi olduğunu ve ulusal demokratik haklarını inkara yönelmemişlerdir.
1960’larda sosyal ve ulusal kurtuluşu iç içe ele alan modern örgütlenmeler – parti, dernek, vakıf, sendika vb. – birçoğu ya yok olmuş ya da etkisizleşmiştir. Ancak bunların da hiçbirisi, ulusal haklarımızı talep etmenin yanlış olduğunu söyleyerek, yaptıkları hataların ve başarısızlıklarının bedelini halkımıza ve gelecek nesillerimize ödetmenin yoluna gitmemiştir.
Sevgili halkımız,

Düşmanlarımız çok, gaddar ve güçlüdür. Uluslararası koşullar lehimize değildir ve güçlü dostlarımız yoktur. Son 35 yıldır adil olmayan bir savaşta ağır bedeller ödedik. Bu bedellerin en büyüğünü ise PKK kadroları ve gerillası ödemiştir. Ancak bu süreçte büyük kahramanlıklar ve başarılar da yaşanmıştır. Gerillanın IŞİD canilerine karşı kahramanca direnişi ve zaferi, halkımızın on binlercesinin hayatını kurtarmıştır. 13 yıldır Rojava’da halkımız, kendi kaderinin efendisi olarak yaşamaktadır. Dünya ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ve yeni jeopolitik dengeler, ulus olarak önümüze yeni imkanlar koymaktadır. Rojava parçamızın uluslararası meşruiyeti her an uluslararası resmiyete dönüşme olanağına sahiptir. Rojhilad halkımız ayakta ve Molla faşizmini sarsmaya devam etmektedir. Başur parçamızda ise, sorunları olsa da bir federal devletimiz bulunuyor…

İşte tam bu nesnel koşullarda, Kuzey parçamızda son 50 yıla damgasını vuran PKK’nin Önderi Abdullah Öcalan, öznel nedenlerden kaynaklanan ve TC devleti ile uzun pazarlıklar sonucu üzerinde mutabakata varıldığı anlaşılan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı bir çağrı yayınladı. Bu çağrısında Öcalan, silahlı mücadelenin sonlandırılmasını, PKK ve bağlı tüm silahlı birimlerin feshedilmesini istedi.
Bunun üzerine, PKK yürütmesi, Öcalan’ın çağrısına uyacağını, 1 Mart itibarıyla ateşkes ilan ettiğini ve gerekli koşullar oluştuğunda kongresini toplayarak PKK’nin feshi kararını alacağını açıkladı.
Her savaşın bir ateşkes ile sonlanması ve anlaşma ile bitmesi gerektiği açıktır. Sonsuz bir savaş yoktur. PKK de 40 yıldır savaştığı Türk devletiyle anlaşarak/barışarak savaşını sona erdirebilir. Bu, onların hakkıdır ve buna bizim veya başkalarının itiraz etme hakkı yoktur. Kaldıki Kürd halkı hiç bir zaman savaş yanlısı olmamış ve her fırsatta barış ve demokrasi talebini dillendirmekten geri durmamıştır. TC devletinin bugüne kadarki pratiklerinden kaynaklı çok umutlu olmasak da bu sürecin Türkiye ve Kürdistan’a barış ve demokrasi getirmesi bizlerin de arzu ve temennisidir. Bu bağlamda; artık kendini tekrara dönmüş olan silahlı mücadeleye son verilerek, silahların bırakılması çağrısı ve kararı bizce de olumludur.

Ancak İmrallı Heyeti tarafından okunan çağrıda yer alan bazı ifadelere itirazımızın olduğunun halkımz tarafından bilinmesini istiyoruz.
Abdullah Öcalan’ın çağrısında “Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.” denilmektedir. Bu ifade ile Kürtler olarak bir ulus olduğumuz gerçeği, hatta halk olarak kimliğimiz yok sayılmaktadır.
Oysa Kürt sorunu, bir ülke ve ulusal sorundur. Kürt ulusu olarak ulusal baskı altındayız ve ülkemiz dört parçaya bölünerek sömürgeleştirilmiştir. Mevcut statüler, gönüllü değil, zoraki dayatılmıştır. Her ulus gibi, bizim de istediğimiz şekilde yaşama, kendi kaderimizi ve geleceğimizi tayin etme hakkımız vardır. Ancak bu çağrı ile bizden, ulusal haklarımızdan ve ana dilimiz dâhil olmak üzere kültürel özgünlüklerimizden vazgeçmemiz ve bize zorla dayatılmış olan statükoyu kabul etmemiz istenmektedir.

Bir diğer itiraz noktamız, çağrıda yer alan şu ifadelerle ilgilidir: “(…) ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü tamamlamış ve feshi gerekli kılınmıştır.”
Oysaki gerçekler bunun tam tersidir. Zira AKP+MHP koalisyonunun uygulamaları ve Türkiye Cumhuriyeti’nin son 35 yıllık pratikleri göz önüne alındığında, kürdler olarak varlığımız kabul edilmiş olsa da, yürütlen baskı ve katlimcı politikalarla fiziki imha dayatılmıştır. İfade özgürlüğünün ise zerresinden bile bahsetmek mümkün değildir. Fikirlerini beyan ettikleri için tutuklanan ve zindanlara atılan milletvekilleri, gazeteciler, avukatlar, sanatçılar, belediye başkanları ve diğer sosyal gruplardan yüz binlerce insan vardır.

XETA SOR olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada kimden gelirse gelsin, halkımızın ulusal kimliğini yok sayan, ulusal demokratik haklarımızı tanımayan bütün politikalar karşısında itirazımızı yükseltecek ve halkımızın özgürlük talebinin savunucusu olmaya devam edeceğiz.

Barış ve Demokratik Topluma Evet! İnkar ve Yok Saymaya Hayır!

Yaşasın Özgür Demokratik Kürdistan

Xeta Sor

05 Mart 2025

Diğer Başlıklar

ÖCALAN’IN SON AÇIKLAMASI -2- Samet Erdogdu

ÖCALAN’IN SON AÇIKLAMASI – 2 SİLAHLI MÜCADELEYE SON VERME KONUSU Bu konuda biz Kürdistan komünistlerinin …

ÖCALAN’IN SON AÇIKLAMASI -1- Samet Erdogdu

Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın tam metnini incelemeden önce ön bir giriş yapacağım: GİRİŞ …

Tekelerin ve Bankaların Egemenliğini Kıracağız! Necati GÜLER

Her yıl olduğu gibi bu yılda emperyalist savaş baronları, silah üreticisi ve tacirleri, uluslarası tekellerin …

PERDEYE YANSITILMAYAN İHTİMAL! Mehmet HEVAL

PERDEYE YANSITILMAYAN İHTİMAL D. Bahçeli’nin “gelsin mecliste konuşsun, örgütünü feshetsin” sözleriyle alenileştirdiği hal, bir yönüyle …