Denge Kürdistan Denge Kürdistan
İlgili Başlıklar
Avrupa Birliği (AB) kısa bir süre önce, Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile Devrimci Halk Kurtuluş Partisi (DHKP)‘ni ”terör” örgütleri kapsamına aldığını açıkladı. Karar türkiyeli yetkililer nezdinde adeta bayram havasıyla karşılandı. Tüm yetkili odaklar olumlu olduğunu ve Türkiye-AB ilişkilerini çok olumlu yönde etkileyeceğini vb. açıkladılar. Özellikle Türkiye’nin kendisinden istenen kimi siyasi ”reformlarda” ayak diretmesi nedeniyle, AB ile ilişkilerinin gerginleştiği bir evrede, AB’nin aldığı bu karar, Türkiye’deki AB yanlısı güçlere dayanak yapıldı. ”Onlar bir adım attı, biz iki adım atalım” diyorlar. AB rejiminde, son yıllarda artan bir yoğunlukla kazanılmış sosyal haklara saldırının geliştirildiği biliniyor. Yeni karar sermayenin emeğe ve komünist harekete dönük saldırılarında yeni bir halkadır.
Alınan yeni karar düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik saldırının ilk adımıdır. Bunun arkası gelecektir. Ve sertleşecek sınıflar mücadelesiyle paralel olarak saldırılardan Avrupa emek ve komünist hareketi de payını alacaktır.
Bu karar, AB’yi ”çağdaş demokrasi kalesi” olarak görenler için süpriz olabilir. Fakat Kürdistan Komünist Partisi (KKP) için süpriz değildir. Çünkü KKP olarak yıllar önce AB’nin siyasi yönde hızla türkiyelileştiğini belirtmiş ve uyarmıştık. Türkiye iktisadi politikalarıyla AB yolunda ilierliyor, AB ise politik yönde hızla türkiyelileşiyor. Süreç bu yönde derinleşiyor.
AB rejiminin bu gerici, yasakçı kararının muhatabı ilk başta PKK ve DHKP oldu. Ama süreç içerisinde bunlarla sınırlı kalmayacaktır. Türkiye ve Kürdistan coğrafyası da dahil olmak üzere, Avrupa’daki tüm muhalif siyasi mülteci yapıları ve giderek Avrupa komünist hareketlerini hedef alacaktır. Evrensel bir terör tanımı yok ve olamaz da. Her politik akım, her sınıfsal güç kendi bakış açısından hareketle terörü tanımlar. Sermaye ve onun siyasal rejimine göre; sermayenin çıkarlarına zarar veren ve hele hele onu zorla yıkmayı hedefleyen herkes ”teröristir”.
Biz Kürdistan Komünistleri; asıl terör odakları ve terör kaynaklarının sermayenin rejimleri olduğu görüşündeyiz. ABD’nin, Fransa’nın, Almanya’nın, İsrail ve Türkiye’nin görünürdeki sivil yasal parlamenter yönetimlerine karşın, gerçekte yasadışı odaklarca yönetildiği sır değildir. ABD’yi CIA/FBI, İsrail’i MOSSAD ve Türkiye’yi MİT ve Genelkurmay Özel Hareket Dairesi yönetiyor. Ve her şey bir yana CIA dönyanın en kanlı ve yasadışı terör örgütüdür. MOSSAD’dan daha açık terörist kimliğe sahip örgüt var mı? Kürdistan’da sayısız provakatif eylem gerçekleştiren, 1 mayıs 1977‘yi kana bulayan MİT’e teröristlik hangi sıfat yakışır?
Kürdistan Komünist Partisi olarak bu kararı kınıyor ve reddediyoruz. Herkesi bu karara karşı ortak tutum almaya çağırıyoruz.
Kürdistan Komünist Partisi (KKP)
Merkez Komitesi
(09.Mayis 2002)
